0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1006
Okunma
havada şarap kabarcıkları var
gel diye yalvaran bi bayram;
"öyle bir havada gel ki
vazgeçmek mümkün olmasın"
diyesi geliyor insanın...
sabah ezanı ruhuma kanser gibi yayılıyor
martıların uykusunda gözüm yok, haşa;
ama olsaydı dilimde belli belirsiz naftalin tadı
ve birazcık da üstüme sinmiş tütün kolonyası,
fena olmazdı yaşamak şu geçmeyen zamanı...
gözlerimden canım akıyor
dayanmak değil mesele,
bazen ağrıma gidiyor
yarabantları kalkmış düşlerimin
söyleyin bana kimde benim sevgilerim...
üçü beş geçiyor, sonra beş üçü yakalıyor
saatin durmaya niyeti yok kısacası
hiçbir şey benim gibi olamıyor,
hiç kimse benim gibi susmuyor,
hiç bensizlik kaybolmuyor...
bi kasım gününden kalma gibi tüm ocak
daha çok sabahlar var belki böyle yaşanacak
ama bir dağ kenarı, uçurum olmuşken aklım
bağırmam susarım,
çığdan değil, kıyametten korkarak...
uykusuzluğa en hızlı ben varırım
sıratıma yetişemez hiç kimse,
geçen olursa da mayhoşluğuma yorarım
sarhoşluk bahane olmaz çünkü
her kanda yaşanıyorsa...
devrik devrik, kırık kırık kelimeler
üzerine bir cümle bile inşa edememişim
tir tir titriyor ellerim
soğumaktan, üşümekten belki
belki de çiçek açtığından ıhlamurlarım...
kalbime zaptiye yine otoban şeritleri,
müzik sesi gibi rüzgarın inlemeleri...
ve burdan çıkmak için
samanlık dolusu iğne arasında arıyorum anahtarı
kan damlıyor parmak uçlarımdan, kim saracak yaralarımı...