15
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2220
Okunma
Biliyorum,
dolaşıyorsun satır aralarımda
nefes nefese
güvercinler konmuşken pervazına.
Üstelik,
düzeltmesiz bir aşk varken aklında
akıl almaz çılgınlıkla
avaz avaza adımın arkasında
saklarken izimi yüzük parmağında
Dedi ki o adam;
“şu şairler tuhaf insanlar…
sevmek için bu kadar vurguya
sahi, ne gerek var…”
Üstelik dumana sararım her mısramla
ayrılık bakışın olur kaybolurum avuçlarından
köşe başlarını tutar çınar gölgelerinde
bitmek bilmeyen akşamlar
Dedim ki adama;
“boş ver sen şiirleri,
keyif bozandır göbek adları
sen gül eğlen,
neyine gerek, yerin mi dar…”
Upuzun uzatmışım kaldırımlarına
kurduğum hayallerin anılarını.
Şimdi,
ya sür beni bu diyardan
ya git vakitsiz bir sabahla...
Geldiğin gibi geç,
görebildiğince erken
bölüştür ayrılığı…
Dedi ki gider ayak;
“ört dizlerini, üşüme…
yaşlılık kapında
ölmek için erken ama
yalnızlık denen bu illeti
sevmeye alış yine de...”
5.0
100% (18)