5
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1485
Okunma

düşlerinde bir parça don kişot
harabî ruhu kılıcını kuşandı
ama çelme taktı
deniz
bakir değildi gözleri
eksik süzüldü harfler
tûr dağı’nda kekeleyen musa’ya yemin olsundu
günlere çuvaldız geçirdi
ah kuğur kuğur çekingence seslendi pişmanlık ardı sıra
okyanusa koşan gayretkeş derecik
kuytuda sıkıştıran gecede
soluğunu verdi sarımtırak güneşe
son kerte
fışkırdı sükûnetle kız çiğdemleri
Tanrı’ya sunulan kurban gibi titredi
tövbekâr yüreği öylesine eslek
hangi karmanın esmişti rüzgarı
yaşam ötesi ülkelere öykündü gölgesi
kadeh şakırtısı nara attı şarabi
aşk damladı çatısından
sevgilinin koynundaki koyağa sığındı
martılar gagaladı saçlarını
ansızın sadakatsizlik ah…
korlar çıvgın gibi düştü önüne
artık merhem değildi sevgilinin gül kokan elleri
oturup düşündü
canını acıttı aşkın muhasebesi
mizanda göç eden kuştu
üşüdü içi
inatçı bir bulut kondu gözlerine
nerde hata yapmıştı
karanlıkta kayboldu işte
sindi tuz beyaz zemine
isyanı kendine
sevmek onun neyine
eridi…
gönül gençyılmaz
5.0
100% (5)