3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1318
Okunma
olmayan kişiye ve vaslı kaçınılmaz toprağa...
Ey turab !
Ey vaslı olmamış firak!
Bunlar yalnızlıklarım, bunlar başkaldırılarım,
bunlar tüm maruzatım ve bunlar;
işte bunlar huzurun bohçasında
çilekar sevdalarım...
eya turab!
Sen topraksın, kapkara olan benim
Sen sükutsun, dilini koparan benim
Sen çığlıksın, boğazı parçalanan benim
Sen denizsin, kayalara çarpan benim
Ah sen benim tanyerinde hazin nefesim...
Ey turab!
Uzun yeleli atlar batan güne karıştı
bir tek geceler kaldı yıldızları saklanmış
bir yazmayan kalem
bir dolmayan kağıt
bir dil-i teşne
bir peymaneşikest
...
Nasıl söylenirki kelam turab?
nasıl giydirilir, nasıl süslenir?
Kelam-ı fakiri yamadım sundum
yinede utandım sökük çarıklarından
hepsini geri çağırdım turab kucağıma
şimdi evimde bir ocak başında şarkılar içiyoruz
sonra kıvrılıp uyuyoruz ateşin etrafında
bazen tütsüler yakıyoruz nokta ve virgüllerden
ev hayalden geçilmiyor...
Ey turab!
Ey en sarhoş firak!
kendini yollara sermeden gelsen
hangi hicranın gölgesinde yaşayacağız vaslı
ten zincirlerinden kurtulmuş bir mahalde
dizlerinde uyuyakalsa ruhum
kaç yasak sabah doğacak üzerimize kimbilir
Eya turab!
sabahların en kaçınılmazı mahşer sabahı
günahsız boynundayken ben
...
ey turab bunlar ellerim
bunlar varlığımı döktüğüm eteklerim
Rabbe arz edilmiş dileklerim
Ey turab !...
5.0
100% (4)