8
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1420
Okunma

ay ardındaydım
bu yüzden hep gecelerim oldu
her yıldız ezberimdedir hasta hafızamda
bir bir sayarım isimlerini,
bütün burçların künyesi bende gizlidir
istersem
ateşi su
toprağı havada toz eylerim,
birden yıkılır kahinlerin kehaneti…
gözlerimi yumarak saklanıyorum
çekiyorum gündüzleri üzerime yorgan gibi
gerçekler kâbusumdur
hayallerim sahi,
belki de gün görmediği için soluyor çiçeklerim!
her gün geçidinde önümü kesiyor gölgeler
dakikalar dar hücre
saniyeler kelepçe oluyor bende;
ay ışığı vururken cehennem yanığı tenime
masama beklerken yeni geceyi
yıllanmış yılları getiriyor bildiğim saki,
bensiz içiyorum
ana sütü eksik soframda sürüyorum akşam cefasını,
keman
kemancı
ut
udi
ve üç kör duvar
düne bakan penceremle.
bakın!
hiç bıkmıyorlar
yağmurlu yollardan
tozlu patikalardan geliyorlar yine
cismi olmayan gölgeler.
sizi öldürmedim mi
inleyerek gömmedim mi gönül mezarlığına;
saçlarınızı tarayarak
son kez bakarak açık kalan gözlerinize
indirmedim mi perdelerini!
kiminizi kara dalgalarda boğdum
kiminizi dağlarda vurdum
sözlerinizden biçtim kefeninizi;
her birinizin başına taş dikerken
ölüm tarihinizi
ve ihanetinizi yazdım adınızın altına.
sanmayın ki eksiksiziniz dualarımda
dilim mekik gibi dokuyor isminizi her secdemde seccadeye;
ama zerresi zehir oluyor geçmişin,
artık alın kendinizi benden
alın gölgelerinizi de yanınıza!
artık sabah gelmiyorsa bana
ben yürümeliyim güneşe doğru
ay ardımda kalmalı
başkaları saymalı yıldızları.
sabaha yürürken
ve bir adım kalmışken düşersem kaldırımda
derin uykuya dalarsam eğer
beni ölü sanan bir diri
günün gazetesini örterken üzerime
gülümsemeli…
ö.n
5.0
100% (7)