Güneşe bel bağlayan hazanlarda inleyip,
Yaprak olmak isterdim kışı anlamak için,
Beni doğurdu diye, kulak verip dinleyip,
Toprak olmak isterdim cuş’u anlamak için.

Kalbimizin aynası uzattığımız else,
Açılması beklenen yürek davetsiz gelse,
Zaman başına buyruk durdurulmayan selse,
Mazi olmak isterdim yaşı anlamak için.

Leyla desem birikir inci olur didede,
Hece hece aşk kokar kalemce ifadede,
Aşınmış törpülenmiş doldurulmuş vadede,
Kaya olmak isterdim taşı anlamak için.

Hoşgörü yüreklerin sevgice yasasıdır,
Makbul ziyaretlere muhabbet kasasıdır,
Nokta tüm çizgilerin her şeyin esasıdır,
Önde olmak isterdim başı anlamak için.

Gelenler, umudundan başka bir şey getirmez,
Giden, acı bırakır yalnızlığı götürmez,
Yüreğine güvenen aşkta değer yitirmez,
Kazan olmak isterdim aşı anlamak için.

Kayıp düşen yıldızlar yere ayak basalı,
Bu günler, yarınları gökte aya asalı,
Gör ki gerilmiş yaydır nazca peri masalı,
Hilal olmak isterdim kaşı anlamak için.

NAZ

Kimimiz sevinçliyiz kimileri derbeder
Kimi tok, kimisi de açlığa talim eder
Bir uçta ayrıysak da öbür uçta beraber
Parmak olmak isterdim beşi anlamak için....Haluk Sonuzun


Aşk ile yanmayanlar asla narı bilemez
Ya/nar ya/nar aşıklar nardan başka dilemez
Yaşın yaşın ağlar da dağlar zarın silemez
Mendil olmak isterdim yaşı anlamak için......Şaban Aktaş