12
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1628
Okunma

Asya bozkırlarından ödünç müdür gözlerin
Kaç asırlık ölüyü efsunluyor sözlerin
Bir dolunay vaktinde doğurmuşlar besbelli
Gönlümün hicranına oluyorsun teselli
Gözlerini açınca çekilirim koylara
Bir kum gibi dağılır düşerim kıyılara
Söz uçmuyor bu demde bil dudaktan dudağa
Çöz artık dilimizi anlat bizi bu çağa
Simsiyah saçlarına az dokunsam erir mi
Dudaklarından akan sihirli bir şiir mi
Yakarken ta içimi bu asırlık bakışın
Kızgın güneş altında hükmü kalmazmış kışın
Dayanamam karşında dağılıp beden beden
Delilik bu yaptığın beni divane eden
Sürüyerek bir devri geçerken sen edalı
Hangi dağ doğurmuştu eteklerin bindallı
İçtiğimiz tüm sular bil göze suyundandır
Bakma azgın Çoruh’a o kısrak soyundandır
Bir sürgün öper gibi öpülürken baharla
Salın şöyle bir daha yapraklar gibi parla
Bir kilim dokur gibi doku hayatımızı
İstediğin ağaca bağlarız atımızı
Hayrettin YAZICI