26
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1766
Okunma
Eski konağın ev halkı
on dokuz odası da
sustu sonunda
geriye kalan babam ve anılar…
yerinde yeller esen konaktan
kalan sadece anılar
perdelere sinen yıllar
ne sular geçti köprülerin altlarından
zaman sadece yaşananlar
eşyaya yerleşen rüyası hayattan
ahşap merdiven gıcırtısını unutmuş
pirinç kapının halkasında hüzün
ev halkının kahkahası durgun
eski şarkılarda ud sesleri yarım
mangal kahveleri falsız
gümüş maşrapada babaannemin solan dudak izi
ruj yokmuş gramofon kağıdından ne solarsa
beyaz pudradan, rastıktan süslenirmiş çehresi
ne varsa azdan çoktan sustular…
yekpare ayağı masa memleketten
Selanik el oymasından
göbeğinde sarı liralar saklanan
kuşları korkutmak için atarmış hey hat
kadife dokunuşlu çocukluğuna dönerdi
anlattığı zaman.
…
Arnavut Fehim beline kuşak dolarda
yere düşse de bassa biri hali duman
Nazmiye Hanım mülkiye görmüş
okurmuş Arapçadan Farsçadan
bilmezmiş ev işi
bir peynir kalıba çokmuş iş yapan.
eski zamanlardan kulakta kalan
ne çok çocukluk yaşamışlar
ne sefa sürmüşler ganiymiş bereket o zaman
sevginin de utanan yanı varmış
saygıdan da geri kalmamışlar
sert adammış dedem baktığında
sarsılırmış merdivenler, odalar…
düşmezmiş zarif ellerinden kitabı
sabaha saçının topuzunda uyanır
hikayeler okur hayat anlatırmış
ne görmüşse anneden babadan
böyle büyütmüş ikisi erkek üçü kız evladı…
zaman akar devran döner
kulağımda eski plaklardır anlatılan anılar
Arnavut kaldırımlı sokaklarda
Geçmişe bir şiirdir yazılan.
Babam da sustu...