Ellerin soğuk ve karanlık bir dehlizdi
Arsız bakışlarınla uzardı saçlarım
Tırnaklarımda sızılı bir sancıydın
Sevişmek isterdik perdesiz odalarda

Boş kollarımdaki yokluğunu izlerdim
Bu yumruğun ne işi vardı boğazımda?
Hangi ihanetin odasını temizledi suskular?
Kirli bir düşü hangi uyku temizler?
Aldanma gözlerimdeki yabanıl öfkeye
Yağmur yağınca alır götürür sular

Aşka inat cümleler biriktirdik yıllarca
Kırık yüreklerimizi terk etmedi sevdalar
Kaç gece olmazlığa soyunduk tenimizi ah!
Mühürlü öpüşlerin ocaklarında hep üşüdük
Acılar ektik talanlanmış aşkın bahçelerine
İhbarlar yedik, baskınlarla güçlendik
İsyankâr bir yalnızlıktı yüreğimizdeki
Yanılgılı bir cennette ölümü bekledik

Beş para etmez umutların pazarında
Bütün kadehler iştahla aşka kalkardı
En erken özlem devrilirdi olmazlığa
Yıkılmış bir hicranın tetiğini arardık
Gün bastırılmış coşkuları geri vermezdi
Utancın hıçkırıklarıyla tene sokulurduk
Birikmiş tortuları eşelerdik ellerimizle
Geceler üryan bir dokunuştu tenimize

Uzansam ölürdüm göğsünde sonsuza dek
Sarılsam rüzgâra karıştırırdım kokunu
Ve biz mahrem bir bekleyişin iksiriydik
Her yudumda olmazlığa bölünürdük

Şimdi biz haylaz düşlerin pencerelerinde
Ertelenmiş sözlerin şafağını gözlüyoruz
Fısıltılı bir sessizlik çarpıyor yüreğimize
Sonsuz bir gökyüzü ruhumuzdaki aşk
Mavi bulutlardan el sallıyoruz sevimize

Selahattin Yetgin