1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1461
Okunma

NADIA
Kravatı gevşetilmiş bir hayat benimkisi
rahat nefes alsın diye sıkışan kalbi için.
Tabi bundan haberin yok senin…
Yol çizgilerine basmamak için,
yivinden fırlayıp beton duvarlara çarpan bir kurşun gibi
seke seke geçiyor sokağından yalnızlığın.
Savaşına ortak ettiğin her kimse Nadia,
Neyse…
Kal demeyeceğim.
Paçalarına,
üstüne basıp geçtiğin aşkların izi yer etmiş
ve tırnakların çizmişken ikinci el bir yalnızlığı boynumdan omzuma,
Neyse…
Kal demeyeceğim.
Kasıklarına gömdüğün kaç acı varsa,
Kaç mağlubiyeti ıslatmışsa dudakların,
gözlerinden okunuyor Nadia.
Ve kaç güvey yalan süzüldüyse gözlerinden,
üvey kalıyorsun sabahı unutmuş sevişlerde.
Kapısında kalıyorsun her yeni aşkın.
Oysa
her kaldırışımızda kadehi,
en güzel günümüzü,
en kötü zamanlarımıza tayin etmiştik.
Sanırım tanrıya yakarırken
yanlış yolu seçmiştik.
Bırak şimdi yağan yağmuru.
El ele ıslandığımız kaçıncı sağanak bu?
Ve hiçbir damla romantik değil
ilk tutulduğumuz ahmakıslatan kadar.
Git Nadia.
Ve bıçak kemiğe dayanmadan da gelme.
Nasılsa,
Ölüm bile acıtmaz canımı ellerinden olunca…
Cihat KIRDAR
duman kalbimin odacıklarına hapsolurken..
5.0
100% (2)