4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
881
Okunma
onlar her akşam masada iki kişi,
fakat sandalyelerin sayısı üç.
içiyorlar bakarak boş sandalyeye,
bakışlarının sırrını anlamak güç.
- garson, bir dakika buraya gelir misin?
birisi babasını oturtmuş olmalı
boş sandalyeye gönlünce.
“gitme evlat, taş yerinde ağırdır” demiş
rahmetli ölmeden önce.
- garson, üçüncü bir kadeh verir misin?
tokuşturuyorlar üçüncü kadehle tek tek:
“haydi tüm özledikleimiz için!”
buğulu camlar gibi sönük gözleri,
yanaklarında alevden birer sicim.
- garson, bir ateş gönderir misin?
ötekinin kardeşi geçmiş sandalyeye sessizce,
deliorman yürüyüşünde devrilen dev çam;
narasına uyanıyormuş defalarca her gece:
“beni kimlere bırakıyorsun, ağam?”
- garson, sen acının tadını bilir misin?
kadehler değiştikçe, sandalyeye sırayla
oturtuyorlar ölesiye sevdiklerini.
bir rumeli türküsüyle noktalıyorlar
birbirine bir sır gibi dediklerini.
- garson, üç kişilik hesabı getirir misin?
5.0
100% (3)