3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1281
Okunma

kanatsız düşlerimin bordasına
bir kuş konar
türkuaz
dövüşken
yırtıcı
kızıl gözlü sonbahar akşamlarında
efkarımı / kahırlarımı yüklerim taşra şaraplarına
turunç ay yükseldikçe üstümden
ikindi güneşi gibi hırçın
kin besler gözlerim çiçeklere
canım deniz tadında bir asya kadını bile istemez
ansızın kökünden koparılmış dala dönerim
karamel türküler döşenir dilime
döşümde buğday başaklarının kokusu
terk edeli çok oldu
güvercinlerimi
kadınımı
bir kediyi sevmeyi
kadre kadre düştükçe şarap damarlarıma
dilinin kemiğine imrenirim gandi’nin
tuzla ovulmuş yaşamına madiba ‘nın
kızıl gözlü sonbahar akşamlarında
karaya vuran şuursuzluğum
kapkara kaosta dağılan hücrelerim
‘’düşünceye sığmayan Tanrı’yı ‘’düşündükçe
sallanır kalbim uçurtma gibi uçsuz bucaksız göğe
serabı bulurum
şişenin dibine vurdukça
gönül gençyılmaz
nelson mandela
5.0
100% (2)