S / ÂYE ,
şiirin sahibi
3 Aralık 2010 Cuma 03:19:44
TRAVESTİ TÜRKÇE (2)
Bütün kelimelerde, küfür tohumu saklı
Bir küfür tarlasıdır, mütekellimin aklı
Kelimenin ruhuna, cinsel virüs enjekte
Hep Aids virüsleri, dolaşıyor bellekte
Böyle kelimelerle, edebiyat geberir
Aidsli hasta gibi, günden güne de erir
Kalem bir şırıngadır; edîb, dilin tabîbi
Sahte edîb öldürdü, bu nârîn andelîbi
Zehirli oklarıyla, vurdular bu bülbülü
Şu âlemde olmadı, yası tutan bir gülü
Hâlâ karnını deşer, çirkin kel akbabalar
Birer edîb geçinir, bu entel marabalar
Dile saldırdı hergün, bu yabânî domuzlar
Çınarı da kemirdi, durdu millî kunduzlar
TRAVESTİ TÜRKÇE (3)
Edebiyat tarlası, marabalara mirâs
Şiirin ağaları, bırakınca hep nadas
Yabanî otlar çıkmış ve kaplamış tarlayı
Ayılar da çekermiş bir şemmame halayı
Marabalar kovunca, tarladan ayıları
Kendileri yerleşmiş ve artmış sayıları
Hozana ektikleri, çoğunlukla kabaktır
Arasıra ekilen, soğan ve sarımsaktır
Şu burnumun direği, kırılıyor geçerken
Gözlerimse yanıyor, iyi kabak seçerken
Edebiyat tarlası, kokmalı buram buram
Gönüllere vermeli, gerçek edebî ârâm
Hergün yiye yiye de, bıktık kabak tadından
Bari ondan tatlı yap, vazgeç de inadından
Dil zengin olmayınca, mutfağın fâkir olur
İlham perilerin de tamamen âkir olur
Yeni kelimeler ek, alıp da kâmûslardan
Yeşeren güllerini, koru hâ câmûslardan
hozan
a. hlk. Dinlenmeye bırakılmış, birkaç yıl işlenmemiş tarla.
---------------------------------------------------------------------------
hozan
1. Dinlenmeye bırakılmış, birkaç yıl işlenmemiş tarla. 2. Tarla. 3. Hiç sürülmemiş ya da çoktan beri işlenmemiş tarla. 4. Ekin biçildikten sonra tarlada kalan saplar, anız: Bu tarlanın hazanı çok uzun bırakılmış. 5. Ekini yeni biçilmiş tarla. 6. Otlak. 7. Evlere yakın bağ ve bahçe. 8. İşlenmemiş bağ bahçe. 9. Ekime elverişli olmayan tarla. 10. Ekime elverişli tarla. 11. Kırlık yer: Hozanda ekin olmaz. 12. Tarlada kendiliğinden yetişen uzun otlar. 13. Mısır tarlası. 14. Harmanı savrulmuş tarla.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Sanat ölçüdür
Tabula rasa
Porno dılı
TRAVESTİ TÜRKÇE (4)
Lastik gibi uzuyor, kelimeler ve mana
Tecavüz ediyorlar, kalemle sana, Ana!
O mütecâvizlere, tebrikler, muhteşemdi’
Eskiden bu lisânım, aynen Bâğ-ı İrem’di
Üzümlerinden şıra, yapardı mâhir şâir
Katırlarla çiğnedi, onu edîb-i câir
Dönüp bir baktım ona; ne göreyim, virâne!
Nigâhbân-ı bâğ da, bakar bîgâne bîgâne
Baykuş ,ne güzel öttün’ diyor kara kargaya
,Sen de’ lafını takmış, karga da o gagaya
Bâğ-ı İrem baykuşa, kargaya teslim olmuş
Kargaların gâgları, bir anadilim olmuş
Garîb bir bülbül girse, güzel İrem Bağ’ına
Bağ çubuğu takarlar, incecik ayağına
Ey bülbülüm sus artık! dilini anlamaz gül
Zâğ-ı bâğa, âvâzın, azâptır ötme bülbül!
TRAVESTİ TÜRKÇE (5)
Dilimi kes, kopar, at!; ama dokunma dile
Lazımdır dil kalbime; çektirme bana çile
Dilimse leşe dönmüş, kuzgunların önünde
Bu bülbülün feryâdı, bu leşedir bu gün de
Gönlümü mest ediyor, bülbüllerin âvâzı
Hissi olan sevmez mi, âvâz-ı dilnevâzı?
Anlamasak da onu, dinleriz bu hayvânı
Âvâzı nevâz eder, pas tutmamış revânı
Dilini kopardınız, bu zavallı bülbülün
İsterseniz hâline maymunlar gibi gülün
Gülzâr-ı edebiyat, bülbüllere mezârdır
Lisânlarını tenkîd, rûhlarına âzârdır
TRAVESTİ TÜRKÇE (6)
Dil giderse din gider, kültür gider, şâirim!
Sele karşı bir taştır, şu koyduğum şiirim
Bir taş da sen koyarsan, şu diktiğim bendime
Güzel adını, vallahi, vird ederim kendime
Evet dil meselesi, benim kutsal davamdır
Onun kelimeleri, büyüdüğüm yuvamdır
Bu dile karşı çıkan, sahte edîb avâmdır
Kelimeler içimden, çıkıp gelen nevâmdır
Kelimeler taşıdır, maneviyat şehrimin
Altın parçalarıdır, edebiyat nehrimin
TRAVESTİ TÜRKÇE (7)
Dili hadım ettiler, ondan çocuğu yoktur
Evlat edinmeye de muârız hayli çoktur
Farsça’dan kelimeler, edinsek dile evlat
Ne kaybedersin, söyle! dilime kıyan cellat?
Bir kitabı okurken, el gitmiyorsa kamusa
Dil nasıl zenginleşir, ey sahte edîb Musa?
Kamusa gitmeyen el, kırılsın be kırılsın
Kelimelerden bomboş, kafatası yarılsın
Kelimeden deryayım, dolaşma sahilimde
Açılmaya da çalışma, şedîd esen yelimde
Bu deryada inciler, bulamaz üşengeçler
Sedefiyle meşgüldür, bu ısıran yengeçler