Belli değil benim açık adresim;
Bazen gerçek bazen düşte yaşarım…
Sanki ömrüm rengi uçuk bir resim;
Bazen bahar bazen kışta yaşarım…

Hesaplar yaparım kazanç üzere
Lakin hepsi aynen uymaz pazara
Heder olan ömrüm gelmez nazara;
Bazen dolu bazen boşta yaşarım…

Kâh çorba içerken kırılır dişim
Kâh şerden kaçarken yarılır kaşım
İstediğim gibi olmaz her işim;
Bazen çirkin bazen hoşta yaşarım…

Her beladan diyar diyar kaçarım
Pembe hayallere kanat açarım
Bazen sürünürüm bazen uçarım;
Bazen yılan bazen kuşta yaşarım…

Bir yaraya merhem olursam eğer
Mutluluktan başım göklere değer
Gün gelir varlığım etmez bir değer;
Bazen ayak bazen başta yaşarım…

Misafir misali gelir afiyet
Gelince günlerce kalır zafiyet
Gözümün seline yetişmez diyet;
Bazen kuru bazen yaşta yaşarım…

Şu yalan dünyanın yetmez âlimi
Vermeye herkese edep talimi
Görünce karşımda kanlı zalimi;
Bazen köprü bazen tuşta yaşarım…

Kâh ummadık bir el sıkar elimi
Kâh ummadık bir yük büker belimi
Bahtım her zemine çeker yolumu;
Bazen düzde bazen kaşta yaşarım…

Derler ki ezelden ebede değin
Bahar olmaz ömrü hiçbir çiçeğin
Döner bildiğince çarkı feleğin;
Bazen tambur bazen dişte yaşarım…


Veli BOSTANCI