4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1330
Okunma

boyadığım güller gelir mi hiç aklına
şiirlerden üflediğim rüzgâr
saçlarının kıvrımlarıyla hülyalanıp yazdığım saçmalıklar
kurbağalama yüzerken gözlerinin beyazında
canımı zor kurtardığım mavi boğulmalarım mesela
nokta atışı vurulmuş bir talihsin işte
bilmesen de
senden gayrı her şeyin önemsiz hatırlandığı bir dünyada...
ama seni hatırlayacak kadar unutamadım ki hiç
ya da,öldürebilecek kadar cesarete sahip
zamandan münezzeh iki minvalimden biri sendin hep
bakma söyleyemem adam gibi karşına geçip
akrebimde sessiz bir yelkovan tıngırtısısın
gönül defterime dertlerden bir önce yazılan afet
aşk şerbetime kattığım şeker
adına dünyalar kondurduğum letafet
başka bir patikası olmayan bir dağsın işte
bir şekilde çıkacağım varacağım oraya elbet
ya seninim de,ya benim ol işte!
bitsin bu hasret...
hangi özlem susar
kaç ayrılık mendil sallar görmezsin ki ardında
yok!
yok en iyisi sen beni anlamaya çalışma
sen yine bildiğin gibi san
her sütten peynir olur ,her yapraktan da çay
ama bil ki;
senin esaretin oldukça benden adam olmaz...
kapat gözlerini
yaslan arkana şimdi
ve
varsay!
yok!
var say bu sefer
mesela;
kurak mevsim bitecek yakında
ötüşecek sevdalar yemyeşil ağaçlarda
birikmiş nemler meydana düşecek
şıvgınlar dönüşecek ateşe kolpa kolpa
ağustostan ekime dek çatlayacak düşmanlar
inecek çatılardan ateş böcekleri
zaten şurada ne kaldı ki
bir eylül vurmuştu susturmuştu sesimizi
ama söz;
yerde kalmayacak hüzünlerimiz
bu kez tüm eylül çalacak bizi
ve
tüm dünya duyacak ateşböceği senfonisini...
düşünsene...
sahilde dalgalara karşı dans
şeytanlar hariç herkesi çağıracağız düğüne
ve ben yine şiirler üfleyeceğim buklelerine
tutacağım elbet yine
yürüyeceğim ellerinin o uzun çizgilerinden gamzelerine
ama sende söz ver
sevinçten bile olsa
akıtmayacaksın pınarlarını boş yere
heyecanla titrerken ellerin
uçarken yüreğin göklere
biliyorum sığmayacak nefesin
korkunç bir sevinç dolacak ciğerlerine
haklı olarak korkacaksın da
uçacağım diye!
ama korkma
öyle bir tutacağım ki hasretinden
bırakmayacağım bir daha aksi rüzgârların ellerine...
senin resmini koyacağım
Gül/sün diye taş kalpli vazolara
camdan fırlatıp atacağım
acabalı kanamalı düşleri kaldırımlara
hatta yazacağım kapımızın isim kağıdına
boşa aramayın hiç!
evde yoklar!
öyle ya taşa betona sığmayacak bedenlerimiz
yakından çok fazla uzaklaşmayacak dizlerimiz
ve artık
biz’den hiç bozulmayacak cümlelerimiz!
sonra mı;
sonrasını sadece sana söyleyeceğim...
(...Ucu yontulmuş bir sevda bu .Zerresi bile kalsa yine bütününü kuşatır,kapsar
Can çekişir ama ölmez.Tükenmez bir aşkın atomları yüreğimden göz kırpan...
Ve ben tüm kelimelerimi sarfetmişimdir! Seni Seviyorum’u bir kere kınından çıkarmışsam...)
ToprağınSesi
5.0
100% (2)