24
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1749
Okunma

Bulutlara yürüdüm gök/yüzündeki
Yüzündeki gri geçmişe süzüldüm
Arka planı cennetsel düşlerimiz vardı
Şimdi uzaklıklar…
Uzaklık göz perdemize sinik
Biliyor musun Ece/l…
İki yolda iki/imiz,
Hayal püskürtürüz
Kaderdi, e/fendi usulca bizi bizden alırken
Tabutsuz, diri tümseğe
Soğuk toprakla öpüştük!
Ve/
Sancıyordu ateş ülkesindeki Ra
Kum fırtınaları andırıyordu,
Hayatın silsilesi,
Serencamımız oldu
Gözyaşları…
Ve Nil taşmasıydı avazımız
Bir şarapla kutsanan
B/edenlerden değildik
Eğreti bir yaşamayı
Çocukluğumuzu çaldırarak aldık
Artık hayal aromalı tek bir düş istemem
Öp/üşürken bir gecenin vaktinde
Zaman kısalıyordu tenhalarda
Acılar ise uzuyordu
Ve…
Usul usul gelmesini arzularken ölümü,
Ölüm: bir bedenin kaskatı kesilmesi! Değil mi?
Aniler / mevsim değişiklikleri / ve depremler…
Biliyor musun Ece/l?
Hayat: büyülü bir madalyondur
Kimine saltanat, kimine ucuz hayatı bahşeder
Ve kabullenişi…
Kabulleniş; sıradan bir hayatı ve ahlaka dair ise
Pusudur.
Geri dönüşümsüz zamandır
Biliyor musun Ece/l…
Geceler git gide ucuzlaştı sırnaşmayla
Sahte gülüşler gün yüzüne çıkıyor
Aydınlanınca bir yanımız
Meteorların
Kar yağışını haber ettiği bir kış mevsiminde,
El ele gezerken
Kar kuşları bizi uyarmıştı:
“Aşk aşıların panzehiri yoktur” diye
Biliyor musun Ece/l?
Sen gözlerimle ben yokluğunla yaşadım.
Ve çok kez görünürlüğü olmayan merdivenlerden
Bizi sınarken,
Kayboluyorduk gizeminden hayatın.
Biliyor musun Ece/l?
…
Göğsümün üstünden dağlar devrildi
…
-Z.D.YAY -_____-2010
5.0
100% (23)