9
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
3381
Okunma

Görmedim değer veren, bir ilim erbâbına
Hiç görmedim burs veren, sadece sevâbına
Verdikleri o burslar, oltada birer yemdi
Düşünen beyinlere, vurulmuş birer gemdi
Düşünmek tozlu rafta, susmağa on bin akçe
Tenkid eden dillere, ruhla merbut kelepçe
,,Söz gümüş, sukut altın’’ kim demiş bu yalanı?
,,Söz altın, sukut gümüş’’ budur doğru olanı
Susana kim vermiş ki ödül olarak altın?
Böyle sustuğun için, perişândır hayatın
Düşünen kafalara, giyotindir afaroz
Erken ötersen gider, o kelle çilli horoz
En iyisi sus, ötme! Cemaat kümesinde
Nice hikmetler saklı, onların limmesinde
Onların limmesi de bir afaroz cümlesi
Senin itirâzını, kendince gemlemesi
Akıl takılıp kalmış, bir örümcek ağına
Bağlı beyinler nasıl, varır uzayçağına?
Herkes adam kazanma derdinde bu ülkede
Mektepten daha bihter vatânımda meykede
Bir yurda alınırken, bana soruyor müdür
,,Hocanın’’ kitabını, hiç okudun mu Soner?
Nota bakmaz hiçkimse, varken öyle bıyıklar
Eşkâlle uğraşıyor, sürü sürü manyaklar
Ülkücü sende arar, hilâl gibi bir bıyık
Nurcular bana derdi ,onu kısalt azıcık’
Tarikattan alırsan bir karış sakal kâfi
Solculardan alırsan kısa topsakal vâfi
Bana, soran olmadı, güzel hayellerimi
Bana, soran olmadı, bükülen bellerimi
Ben ders çalışıyordum, bir öğrenci yurdunda
Üstkatta sohbet varmış, gecenin tam onunda
Ben de gitmedim ona; dalmıştım bir kitaba
,,Burası otel değil!’’ dedi, kel bir Akbaba
Peki, niye açtınız, bu yurdu, gâye nedir?
O, toplama kampınız, ilim de bahanedir
Sadece ben verdim ben, orasının hakkını
Gecelerim anlatsın, Soner’in şafakını
Otel bilseydim yurdu, uyurdum mışıl mışıl
Hiç kitap okumazdım, her gece fasıl fasıl
Otel gibi kullanan, sizdiniz sayın müdür!
Beş saat uyuyarak, geçti gitti bu ömür
,,İlim cemaatiymiş’’, güldürmesinler beni
Boşver be Soner, sus, kapat gitsin çeneni
Gazeteye abone, yapanlar kahramândır
Benim gibi inekler, zehirli şahmerândır
Halkımın parasını, kaktılar şu başıma
Karıştılar herşeye: Saçıma, tıraşıma
Düşünmeyen anlamaz, düşünenin halini
Vallah billah tutmazlar, ehl-i ilmin elini
İşte böyle kırarlar, kolunu kanadını
İşte böyle dinlerler, aklının feryâdını
İlim, beyni yıkayan, sabun ve deterjandır
Ülkede farklı farklı, düşünen hep ajandır
Siyâset kuyruğunda, proflar at sineği
Emip sağmak isterler, devlet gibi ineği
Doğada dolaşırken, Batı’da düşünen kuşlar
Kovuğundan hiç çıkmaz, bizim prof baykuşlar
Çıkarlarsa soğacak, deriden koltukları
Ota, toprağa değip kirlenir parmakları
Niçin bomboş duruyor, kafatası serası?
Deme ne olur deme, o, cehâletin merası
Bilgi soğanı ek ki, fikir Lâlesi açsın
Kâinatın başına konulmuş yekta taçsın
Soner Çağatay 22.10.2010 / Wuppertal
Kelimeler:
Yekta: Eşsiz
Meykede: Meyhane
Bihter: Daha iyi, güzel
Limme: Arapça, neden bildiren cümlenin başındaki bir edat
Açıklama:
En iyisi sus, ötme! Cemaat kümesinde
Nice hikmetler saklı, onların limmesinde
Onların yanlışını görüp eleştirdiğiniz zaman, sizi ,,çünkü, -dığı için’’ ile başlayan ,,limme’’li cümlelerle, kendi yanlışlarını nedenlendirirler. Yani, yaptıkları her yanlışta bir hikmet vardır. Öyle bir cemaattir ki -bunu kulağımla duydum- yaptıkları herşeyde Allah onlarla beraber; ne yapsalar onlara Allah yaptırıyor. Bu yüzden her fiillerinde hikmet var.
Onların limmesi de bir afaroz cümlesi
Senin itirâzını, kendince gemlemesi
Bu ,,limme’’ aynı zamanda sizi dışlamak için ortaya attıkları gerekçelerin başına konur. Onlara yönelteceğiniz tenkit ve itirazı önlemek için sizin ağzınıza vurulmuş bir gemdir, o limme.
5.0
100% (6)