11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1331
Okunma
Ben yoksul bir bavulla gelmişim dünyaya, içi boş bir bavullun olmasına karşın çok da ağırdı yük; dünyanın tüm ağırlığı omuzlarımdaydı sanki, kendimi tanırken ve sorumluluğu hissederken anladım; bunca boş hayallerin çokça ağır olduğunu…
Söyle Şinpel, söyle hain…
Başımı cellâdına bırakmak için mi sevdim?
Ne oklar saplanmıştı
Çıkarıp attım, sol göğsünden;
Kazandım biliyorken
Kaybettiklerimle kaldım.
Söyle Şinpel, söyle hain…
Ağaç olsaydın dal, bulut olsaydın
Yağmur verirdin.
Kanamalı bir yara
Ve ateş düşmüş bir yürekten başka…
Sen bana ne bıraktın ki?
Söyle Şinpel, söyle hain…
Bu baharın erken solan çiçekleri
Biz mi olmalıydık?
Kelebekler de uçup gittiler
Ateş böcekleri yanmış birer akkor!
Neden yeryüzü mavi değil
Bilir misin?
Hep türümüzdür, beyazı karaya çalan!
Ve bilir misin?
Denizlerin neden rengini
Gökyüzüne verdiğini?
Çünkü gökler incilerini,
Yıldızlarını denize dökmüş
İlan-ı aşka…
İşte bu sonsuz aşktır.
Söyle Şinpel, söyle hain…
Yeşil yapraklar dalında olur
Sararmışı da rüzgâr alır.
Ya bizleri?
Azrail! Alır.
Söyle Şinpel, söyle hain…
“Azrail oldum canını almaya geldim” de.
—Gelme toprağıma, Si-dara, gelme…
Tuzlu gözyaşların beni susattır,
Üzerimde toprak olur, kalkamam
Yıldızımı kaybettim diye çok ağlama
Sonra gözlerinde de olursun!
Laneti benden bilirsin.
Oysa aşkımız baştan ayrıktı
Bir zehirli okla vurduğunda beri
Şimdi git, Şinpel…
Kaderimle yüzleşmek istiyorum:
—Utan… Utanmalısın hey geçenlik/zaman
Su gibi akıp giderken ardına bakmadan...
Doğdum ve yaşamadım!
Ve şimdi “ölme zamanı” diyorsun
Ne tez karşıma çıkıp bunları söylersin
Tam hayatı sevmişken…
Seveni hor görmek marifet mi yani?
Ve Şinpel’im;
Ne uzun ne de genç
Ne de soluk alabilecek nefesim kaldı
Şinpel, artık yokluğumla azadesin
Al, dünya senin olsun,
Bir avuç toprak üzerime…
BİR KELEBEĞİN SESSİZ ÇIĞLIKLARI –2- Z. D. YAY
Şinpel= Yeşil yaprak
*Si-dara= Ağaç gölgesi