Sürgünüm viran yıllarımın
Kara zindanlarına

Âma olan ruhum
Kör kuyulara müptela

Mevzisi olmayan bir asker gibi
Gönlüm zafere hasret

Acıların çemberinde
Üstesinden gelinemeyecek engelleri yarıp
Huzura geleceğim

Mabedinde gönlünün ibadet edeceğim
Bakıp didarına muhabbete ereceğim

Başımı dayayıp göğsüne
Kalbinin aşk namelerini dinleyeceğim

Didelerine bakıp irem bağlarını
Seyran edeceğim

Zifiri karasında gözlerinin
Derya-yı ummanı gezeceğim

O şuh leblerine bakarak
Bade-i aşkı içeceğim

Aşk doluydu bedenim
Yıllarca vuslatını bekledim

Gülizar çehrene hasret
Azap çekerek feryad-ı figan eyledim

Bülbül avazını dinleyip
Gönlümü hoş etmek varken
Acı çığlıklarıyla baykuşları dinledim

Bitsin artık bu matem
Soy üstünden karanlık libasını

Gülistana doğru çevir yönünü
İster gonca der ister gül

İster ram et aşkıma
İster gönlümü götür

Melek…