36
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
4360
Okunma


‘Ah Sahra, dudağına çöl düşmüş kadın’
-Yazgı-
Desem ki, çekip gitmek sonsuzluğa değmektir
Desem ki, kabullenmek susup boyun eğmektir
Ah Sahra, gözlerinde bulut taşıyan kadın
Kaç kırgın melek konmuş durgun yanaklarına?
Kaderin güneşiyle yakılmış senin adın
Kum taneleri dolmuş yorgun yanaklarına
Gül kokulu ellerin havaya kalktığında
Göğe bakan gözlerin yazgıya boyun eğmiş
Kararlar gökyüzünden gönlüne sarktığında
Meleğin saklı yüzü gözyaşlarına değmiş
Ah Sahra,mezar gibi neden çıkmıyor sesin?
Suskunluğun ardında ne feryatlar gizlidir
Sanki ılık bir rüzgâr, ısıtıyor nefesin
Kurumuş dudaklarda ne hayatlar gizlidir
Biliyor musun Sahra, yediveren gülleri,
Ne kadar ıslanırsa o kadar açılırmış
Gözlerinin altıdır tüm çiçeklerin yeri
Ne vakit bir gül görsen gözyaşın saçılırmış
Fırtınaların sesi duyulunca uzaktan
Saat on iki olur, dalarsın gecelere
Tedirgin bakışların titreyince tuzaktan
Gözyaşını sel gibi salarsın gecelere
Sahra, neden bu kadar korkarsın bu hayattan
Kırgın kırgın bakarsın uzaktan insanlara
Kader mi mahrum etti, seni bir çift kanattan,
Kader mi alıp kaçtı, seni kör zindanlara?
Desem ki, gönül yanar bir kez düşünce çöle
Kalbine düşen yangın suskunluğuna renktir
Desem ki, gözyaşını rehin bırakma güle
Ah Sahra, bir susuşun bin yalnızlığa denktir
Erol KONUR
5.0
100% (31)