5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1506
Okunma

Kitaplarda medfûndur o ölümsüz şâirler
,,Öldüklerini’’ söyler iftirâda mâhirler
Süleymaniye’de Gazel okumakta Fuzûlî
Bahçesine oturmuş, iki büklüm hayâli
Sonra da Bâki başlar Divân’ını inşâda
Süleymâniye gark olur her gece dilşâda
Necib Fazıl kolkola yürür Yahya Kemal’le
Kendi Gök Kubbemiz altında okunur Çile
Yunus’umda asası ve Âşık Veysel’de saz
Gönüllerinden gelir her nağme-i dilnevâz
Eminönün’e gelmiş şâirim Ömer Hayyâm
Yanında Rubâi’ler, elinde mey dolu câm
Yokuşu tırmanıyor Ömer’im kehil kehil
Şarâbının rengine batmış deryâyla sâhil
Aruzla dalgalanır sanki dalgalar tül tül
Hece vezninde eser, rüzgârlar üfül üfül
Mehmet Âkif karşılar, şâir Ömer Hayyâm’ı
Elinde görür görmez, mey dolu sırça câmı
,,İçme ya şu zıkkımı’’diye Âkif Ömer’i peyler
Hayyâm cevâb verir:,,Âşıkın dostudur meyler’’
Mevlâna koşup gelir, elinde de Mesnevi
,,Gönlümüz bizim değil günâhkârların evi’’
,,Gel, gel, ne olursan ol yine gel’’ der Mevlâna
Hayyâm kadehi atar ve döner el-Rahmân’a
,,Herkes tamam mı?’’ diye sordu Aziz Nesin’im
Necib: ,,Bekliyoruz biz, günümüzden bir isim.’’
,,Dostlar, Mihrî Hanımı davet etti Padişah’’
,,Vezir gidip alacak bir sandalla inşallah’’
,,Şâirlik has değildir sadece erkeklere’’
,,Allah’ın ihsânıdır hisseden yüreklere’’
Soner Çağatay
Kelimeler:
Dilşâd: Mutluluk
Dilnevâz: Gönül okşayan
Sırça: Cam
Câm: Kadeh, bardak
Mey: Şarab
5.0
100% (9)