2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1757
Okunma

Bir vakit geldim sana
Senin acılı randevu vaktinde
Acılarını süpür
Hiç dokunulmamış eller getirdim
Avuçlarında utansın
Yağmurunda yıka -
Ben Karadeniz’e yağmur olurum
Sen gözü kara denizim.
Vuruldum sana -
Destur daha ilk dokunduğunda,
Sulandı ruhum sana
-
Hiçbir sevgilime benzemiyor yüzün
Kıyaslamıyorum – dökülmüş saçlarınızı
Masumluk uçukların var senin,
Ne çatık kaşlarını topluyorum - Ne de uyanık gözyaşlarını.
Göveren bakışların,
Onları ver bana - Bizim olsunlar.
-
Öyle belendik ki yaşama dair kıyılarda
Rüzgar alsak bile - körce kala kalmadık
Mazi var siyahtan - pembeden
Daha yaşımız yirmiyi geçmeden.
-
Mazi uzandı koynumuza,
Ah beni ağlatmasınlar..
Bak burada,
Nasıl da susmuşsun yanımda,
Yaramazlığın sonrası
Baba azarı yer gibi yanımda..
Bak burada - o gün,o kadar sıcaktı ki
Ceviz ağacının gölgesinde sızmışım,
Uyandığımda – annenin kömür kokulu çorbası yatıyordu yanımda.
-
Hadi toplayalım misketlerini,
Geç kalmayasın -
Baba ocağına..
-
Hey be ;
Sev demişiz - Susma dağ gibi , sev ..
Çakmak yak onuruna
Evir çevir - sev..
Şimdi nasıl yaşlanmışız
Bak ,Eski sevgilim..
Bak!..
Nasıl yaşamışız.
- Adalı
5.0
100% (2)