4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1841
Okunma

Eski İstanbul’un
Aşı boyalı bir evinin, çatı kat odasında geçti gençliğim,
Bahçesinde huzur eksik olmayan,
Galata dan vurdum mu kendimi yola,
Oltamı salmak gibisi yoktu, mavi sulara,
Haliç semalarında az yankılanmadı kahkahalarım.
Sonra İstanbul Tekniğin bol sloganlı
Yüksek duvarlı bahçesinde
Adımızı yazdırdık tarihe 68 kuşağı diye
Yazdırdık yazdırmaya da
Yediğimiz coplar,
Gördüğümüz işkence,
Yinede, güzeldi be!
Doktor olduğum yıldı,
Çigan gözlü güzel,
Adını sonradan öğrendim, Dilan!
Nasıl koştum peşinden anlatamam,
Derken babalık,
Dede olmak mı? yok artık.
Şimdi elden ayaktan düşmüş,
Huysuz bir ihtiyarım,
Gözlerim hala yirmili yaşlarda,
İnsan yaşlandıkça gözü maziye düşermiş derlerdi,
Bense hiç yaşlanmam sanırdım
Avuçlarımda bir dolu anı ile,
Tüm sevgimi torunlara sakladım.
g.sarıoğlu
ikibinonun/sekizinciayının/yirmialtıncıgünü
5.0
100% (4)