3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2281
Okunma

bir ayyaşın yakasına çaktığı ucuz bir madalyondadır artık yüzümün çizgileri
ve kimse bilmez üstelik,
o şarap şişesi bir ömürdür aslında koynunda gezdirdiği...
Adı Aşk…
Evinin kuzeye bakan duvarında yosunlanıyorum,
Yolunu kaybetmiş sokak çocuklarına
pusula oluyorum uzunca bir mühdet.
Bu yüzden
tel örgüler arkasında çekildi resmim.
Alıştıranına söverek
bir sigara çıkartıp
ateşliyorum dudaklarımda
aklıma sen düştükçe bu ara.
Bu ara bu koca şehri
her gece yeniden doğuruyorum.
Gülümsemeni alıyorum bir tek yanıma,
bir de kağıt,
bir de kalem.
Her gece yeniden yazıyorum seni kaderime.
Zaferlerime bir yenilgi daha ekliyorum,
Odamın duvarına
sensiz geçen her güne bir çentik.
Parktaki bankın üzerine
ne zaman kuru bir yaprak düşse,
Ben eylül kokuyorum.
Ve bahçıvanlar değil,
Ben her sabah yollarında gül buduyorum.
Sen hala bilmesen de
sana içinde kırıklıklar olan şiirler adıyorum,
gidenin hemen ardından yapılan temizlik kadar telaşlı.
Filmler artık daha acıklı,
kafiyeler yarım
Ve Sezen Aksu’nun tüm şarkıları dokunaklı.
Suçluyum.
Düşüncelerimin suçlusuyum.
Adı anonim olan tüm şairler
cesur ol diyor
Alt tarafı bir Eros saçmalığı,
Mitolojik bir yanılgı bu ok,
göğsüne değil de sırtına saplanan!
Susuyor,
çift görmeye başlıyorum yeniden.
Oysa
sadece sıcaklığın varken odamda okunsun diye
sana şiirlerimi camların buğusuna yazmıştım.
Sen her bahar temizliğinde
sildin inadına.
Çarmıhlarda adı kazılı bir beden taşıyorum.
Gün/boğumlarına şahitlik ediyorum.
Ve şahitlik ederim ki…
Amin diyorum sessizce
Avuç içlerimi yüzüme buluyorum.
Bildiğim tüm duaları ediyorum ardından
Çok özlenen bir sevgiliye adanmış bir şiir gibi,
Bu şiir gibi
Amin…
Cihat KIRDAR
23/08/2010
Sensizliğin damarlarıma nüksederken…
5.0
100% (1)