7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1978
Okunma

Güneşin doğuşunu seyrediyorum başkentinde bu ülkenin
işte bu kızıllık müjdecisi doğacak olan güneşin.
Güneşin doğuşu karanlığın boğuluşunu sahneliyor
Nedense içimden gün boyunca hep yürümek geliyor.
Sokağa çıkıyorum yürümek, yürüyüp görmek için
Ayaklarım beni mezarlığa götürüyor, acep niçin?
Hep huzurlu kılmıştır beni, mezarlıkta olmak
Birer ibret vesikası mezar taşlarını okumak.
Düşünmeye sevk ediyor toprak altındaki cansız bedenler
Artık hiç hareket etmiyor, hep hareket edenler.
Bülbül gibi şakıyan diller lal olmuş, konuşmuyor
Her yeri, her şeyi gören gözler kör olmuş görmüyor.
Hani aşağı mahallenin bir kasabı vardı, Şişman Ahmet,
Mahellemizin bakkalı, berberlik yapan Mehmet..
Mercedesle millete hava atan millet vekili
"Saat buçuk" diyen, sadece kuru ekmek yiyen deli
Hepsi yanyana yatıyorlar bu kara toprağın altında
Devlet içinde dev(let)leşen zenginde öldü en sonunda...
Bir çukur kazmışlar, tam bir metre derinliğinde
Ahali toplanıp gelmiş, eş-dost hep hüzünde.
Tabut dedikleri tahta evden bir adam çıkardılar
Beyazlar içindeki adamı, boylu boyunca çukura koydular
Birisi oğlu, diğeri kardeşiymiş onu çukura koyan
En yakın dostlarıymış üzerine toprak atmak için yarışan.
Toprak altında kalınca adamın bütün bedeni
Tek, tek terk ettiler eşi, dostu, sevenleri.
Yalnız başına kalakaldı adam mezarında
Unutulup gidecekti onunda ismi ilk pazarında.
"Sosyetenin gülü" diye yazmışlar mezar taşına
"Hayatın baharında" ölen bu kadında tek başına
İsminin üstüne yapıştırmışlar vesikalık fotoğrafını
Boyalamış saçını, başını, yüzünü, gözünü, dudaklarını.
Açıp baksak mezara, iskelet çıkacak karşımıza
Yazık değilmi estetik için harcanan onca paranıza?
"Her nefis ölümü tatacak" fermanı var, öleceğiz hepimiz.
Söyleyin hele ne adına Allah düşmanlarına köleyiz?
Yürüyorum; çakıllı, dikenli yolların üstünde
Gördüklerim ürkütücü bu ülkenin başkentinde.
5.0
100% (6)