1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
941
Okunma
Maske takmadıkları anlarda
Yüzlerine savaş boyaları sürüp
Kalemlerinin var gücüyle
Karşılıklı hücuma kalkan
En yüksek tonda bağırıp
Öfkeye karıştırdıkları sözcükleri
Birbirlerine fırlatan
Yıkıcı ve
Halden bilmez o güruhun
Pençesinden kurtulup
Aranıza sığındım
Eskiden olsa
Düş seslerini anlatırdım sizlere
Düz sesler bile çıkarmakta zorlanıyorum oysa bu gün
Ne uzun cümlelerim vardı benim ya
Artık her şeyi kestirme kelimelerle anlatıyorum
Han bilmez yolcular
Hane görmemiş evsizler tanıdım
Mağaraların sarkıtlı
Dikitli kayaçlarına oyulmuş
Yazıtlar okudum
Notalı notasız
Ezgiler dinleyip
İçimde demledim
Dilimin ucunda kalmasınlar diye hepsi
Çıksın diye ağzımdaki bakla
Dökümhanemden kağıda
İnciler biriktirdim
On beşinde delikanlı
Omuzunda ham bir hayat meali
Sırtı sıyrıklarla dolu
Yazmayı yaşamının balkonu saymış
Bu yüzden de bundan hiç cayamamış
Kusurlu ve kendisi
Bir yüzdür işte baktığınız
Homurtulu kara trenler geçer içinden
Güvertesiz vapurlar yüzer engininde
Çerçevesiz fotograflara bakar bazan
Dal çıtırtısından irkilir
Korkarlar diye korkar sonra
Pencereyi açık bırakır
Bir nedenle
Bir yerden
Bir biçimde
Bir hoyrat rüzgar
İçeri sızar diye
Benim yarım seslerimin
Eksiltilmiş ve
Kıvrıştırılmış yanlarımın
Kelimeleri böyle
Diyez ve bemol işte
5.0
100% (1)