16
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
3003
Okunma

yatağını yitirmiş bir (n)şehrin iki ucundan birindeyim
üç vakittir tepemde gönülsüz akbabalar
rüzgâr hırsla açarken,
kabir üstü sardunyanın bembeyaz duvağını
ben;
bir yaşıma daha girdim
I
babam balıkçıydı benim
bu yüzdendir ellerimin yosun kokuşu
iyi bilirim dolaşmış ağ nasıl çözülür
akranlarım fırıldak döndürürken iskelede
ikinci el radyomda batı müziği dinlerdim
gözlerim, boynunu parka doğru eğmiş
her hangi bir kaldırım çiçeğini okşarken
II
yatağını yitirmiş bir şehrin iki ucundan birindeyim
general duruşlu ağaçlara salıncaklar kuruyorum
annelerini çarşıya gitti sanan yetimler sallansın diye
onların ayakları;
frenidir hassas eşya taşıyan tır misali kalbimin
III
kendi kendime konuşmaya başladığım yıllarda sevdim seni
balkona astığın yüz havlusunu izlerdim uzaktan
yatmadan önce okuduğum her kitabın kahramanın adı
tarafımdan değiştirilirdi adınla
inandıramadım bir türlü şu kalbimi
aşkın deneyimli bir hırsız olduğuna
inandıramadım
ve
en değerli şeylerim onda bugün
vaktimin çoğunu ise giyotin yüklü gözlerine direnmek aldı
bu yüzden en çok onlardan alacaklıyım
sevgilim;
evimin, evinin omzuna yaslanışı
başımın göğsüne yaslanışından daha uzun sürdü
sonraları onlar da ayrıldılar
ben
gönülsüz akbabalara yem olurken
general duruşlu ağaçların altında
.........
şimdi;
yosun kokulu ellerimde çözülmeyi bekleyen ağlar
ikinci el radyom
uzun hikâye.....
IV
sevgilim;
ben yaşamı savundum tüm ömrümce hep
ölümü severken ölürcesine
açık duran pencereden sinsice giren bir serçenin
kediyi gördüğü an ki telaşıydı ölümü aşkının
bahse girerim ben
daha güzel ölürdüm
( gri gölge ) Filiz Yüksel 2010