1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1900
Okunma

Tepeşir kokulu ellerinde hüzne akar toz beyazı
kara tahta üstünde ak gölgeler gölgeler çürütür her ayazı
bir bahtı kara cahilin giyotini tebeşir
bir renkli güz sancısı eylülde
bir vakur adem elması
her ergenlikte değişen seslerimiz gibi pazarlıklız yetiştirir hayat
tepeşir sürer tırnak aralarına sevişir hayat
Kocaman adamlar irice kadınlar doğar sıralardan
sıralar içinden büyütür bir bardak suyu paylaştıkça kardeşliği
hiçbir zaman ellerindeki tatta olmaz bir dilim tost ekmeği onunla paylaşırken
sevgiyi
onunla paylaşırken bilgiyi
onunla paylaşırken üstünde adının baş harfi olan silgiyi
bir çok şeyi yazar karatahta içine gömer kara gölge misali
tepeşirler yalancı yalancı ak gölgeler
ak gölgeler
gölgeler güneşin elinde karabasan olur kaybolur tahtadan
her silinişinde kara tahta biraz daha tüylenir acemi vücutlar
biraz daha marka giymek ister cici ayaklar
biraz daha anlamazlar anneler babalar çocuklarını
hiçbirşey onları memnun etmez
tepeşir tozlanacak tepeşir bitecek
ak gölgeler saçlarına konmadan
biraz daha genç olacaklar
şanslıysalar üniversite sıralarında biraz daha zaman geçecek tahsilat harç kredisi zamanlarında
kimi ellerini kaldıracak devrim milliyet darbe esaret eşitlik kavramları o vakit onların adrenalinleriyle daha da başka bir anlam kazanacak
bir nehir kıyısında sürüklenen kestane ağacı misali acı suyu yıllardan sonra vücutlardan çıkacak
tepeşir kokusu ellerinden gittiğinde
ak gölgeler zamanla tek tek saçlarında
zamanla tek tek başlarında
tek tek akıllım
unatacaksın anılarının ilk sahne aldığı köhne zamanları
hatıraların kara tahtada vuracak kendini
bağıracaksın
yatağında
serüvenin bitişine doğru biraz yanlızlaşacaksın
anan ve baban ölmüş olacak
onları özlemle hatırlayacaksın
tepeşirin ak gölgesi zamanla ayak parmaklarında beyaz lekeler oluşturacak
ölümün toprak altı karanlığından korkacaksın
sarılacaksın pazen bir beyaz tütüne
teneşirde soluyacaksın
ancak
uyuyamacaksın
5.0
100% (1)