1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1967
Okunma

yaz hadi
Kocaman şöyle duvarı tam kaplasın
yaz hadi
uçursun eteklerini ve ellerinle tut ince bacaklarının arasına doğru her rüzgar girişinde
yaz hadi
topuklu ayakkabıların o ritmini tak tak tak tak kulaklarımda yürürken
yaz hadi
ince saz semai başını omzuma koyuşunu
vişne çürüğü dudaklarını dudaklarıma değdirir gibi yapıp geri çekişini çilek yer gibi öpüşünü
kızdığında ulu orta sövüşünü
yaz hadi
bir kadeh rakı tokuşturup soğurken vücutlarımızın suları
yerken o kavunun en güzel yerini yerken
hadi biraz daha dur vakit erken
hadi biraz daha dur vakit erken
vakit erken
yaz hadi
sahilde hafifce rüzgar pırasa saçlarını döktüğünde sol elinle yapma kaşlarının koca gözlerinin önünden alışını başını geriye doğru atarken göz kırpışını
kalçalarını tiktak vururken etrafı umursamayışını
kırmızı ojelerini tırnaklarından sökerken nasıl da üzülürdün.
yaz hadi
sinemada ellerinle saçlarımı okşayıp kanter içinde bırakışını
her eve girdiğimde gülümseyişini
her eve girdiğimde hoşgeldin değişini
her eve girdiğimde
hem de her eve girişimde yanağımdan öpüşünü
yaz hadi
bir türkü gibi sergüzeşt öyle karamsar
öylesine bomboş basma eteğinin rüzgarları ...
Denizi bilir misin sen
peki dalgaları ve sakin bir duruşu olur kumsalı hani o kum tanelerinin üstünde olan parlayan
pırıl pırıl
şemsiyenin altında o güneşe teslim ettiğin teninin kavurduğu an üstündeki krem
çaydaki dem gibi saçların
belkide
küçük bir kayık narin sırtın
küçük bir kır papatyası yüreğin
yaz hadi
Kocaman bir hiç
hemde çeyrek asırlık....
5.0
100% (1)