hıçkırdıkça aşkın göğsünde ben
sürtünür acımasız oklar
deler yüzümün sert çizgilerini
seker ozan göğsümden
sen kinlendikçe yıllar
saplanır yoksul yüreğime
aman vermez sorular
ekin saçlarını tarasın yeller
ay ışığı gözlerinden öperken

yoz sarılışlar biriktirirken ben aşka
sen medet umuyorsun hüzünden
sürgün sevdalar ekiyorsun içime
seni düşünüyorum içlendikçe ah
sen güldükçe zengin oluyor
özleminle palazlanan fakir düşlerim

parmaklarımda şiir yanığı var
yoz sarılışlar kentinde kayıbım
faili meçhul dosyalar birikti aşka
dudaklarımda susuz bir yaz/sın yar
ve ruhumda demlenmiş tümceler
üşüyorum gönlümün sarı çardağında
mevsimler güze çalmadan
gel saçlarını gövdeme sar

gönlümün karanlığında gözlerin
umarsız bir yankıca ışımakta
mecnunum aşkın son kertesinde
leylamı bulamamış ah simyacılar
bir duman olsam savrulsam ah
varır mı dost meclisine çığlıklar?

karışsın ruhum ateşlere gel
bedenim sokulsun gazeline
göğsümün derininde sızım ol
iyileştir beni şifalı ellerinle
dolaşayım kadın cennetinde
damlasın gözyaşım göllerine
bu yürekteki ömürlük sevgiyle
taşar gelirim bir gün denizlerine

Selahattin Yetgin