6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1247
Okunma
yazdı hazirandı
İstanbul’un dizleri dibinde
dizlerim göğsümün üstünde
ve ellerim kenetli
ve gözlerim mıh gibi
ve sözlerinin çarmıhında
usul usul ölüyordum
bıldırdan bu yan
dedim ya yalan yok
tekrarında dilimin
hep dayan
az daha dayan
yalan yok bir el bekledim
bir söz
bir gülüş, şaşkın, ürkek
bir de
hadi vur bitsin dediğimde
duyacak yürek
şimdi
gül vakti biliyor musun
üstelik en sevdiğin akşam alacası
üstelik su berrak
ve guruba kan bulaşmış
neylersin ki;
dönüş
ne kendime
akşam alacasında
ne de sana