36
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2186
Okunma

insanın kendi düştüğü kuyuya su taşıması kadar aptalca bir şey yoktur
fazla uzatmaya gerek yok dostum ecelini bekleyeceksin
olur ya
Azrail de gecikir
Hasreti isa
İnsanın sırlarını kendi gözleri ihbar eder
Hasreti isa
karanlıkta koşanların sabahı erken olur
haçlı seferlerinden dönüyor askerler
ve ben hala bıraktığın yerdeyim
ahlaksız bir pazarlığa imza atıyor ellerin
gözyaşlarınla boğulan bir sevinç çiz tabloya
kartalların kemirdiği kayalardan el salla/ma bana
içimdeki kuyuya bir taş attım
kanadı kalbim
ya saklayacaktım seni
ya da kendimle yer değiştirecektim
gittikçe döl yatağına yapışan
çember daraltıyor dalgaları
gölgen kıl beni
ben seni kıblem bilmişim
işte bu demişim
işte bu
kargı koyuna demir attığımız gecede
uğurlamıştı bizi ay ışığı
şarap suskun
bira yarım kalmıştı
ah dilimi törpüleyen o köpükler
ne kadar da aşk adına acındırıyordu bizi
acıtıyordu ikimizi
gitmeye çalıştıkça o rezil uykulara gözlerin
gömleğinin düğmelerini koparmıştı göğüslerin
ve ben diz çöküp
duasına duruyordum parçalanmış kimliğimin
bakire düşlere kur yüreğini
kendinin iğfal ettiği
korkuları körükleyen notalarla beslenirdi şarkılar
neden şaşıdır gözleri aşkın
hep sana bakar
uykusunda yalnız bırakınca çocukluğumu
masal oldu akşamlar
İsa İnan
şiirime ses olan dostum Nebahat hanıma çok teşekkürler.
5.0
100% (30)