8
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1203
Okunma
yürüyorum
ayak izlerimi silerken buğday tenli sazendeler
yürüyorum
altın, gümüş, bronz çağlar ardımda
ensemde serinliyor iki ucu ..oklu gençliğim
ayartırken aklımı asfalt yüzlü adamlar
çürümüş çimenlere basarak yürüyorum …………
kıskanç bir flavtanın deliklerinde ruhum
ölmekteyim yüzüme üflendikçe her defa
gök keskin dişlerini geçirken buluta
yıldızları göğsüme asarak yürüyorum
en ağrıyan kemiğidir yalnızlık hayatımın
iğrendikçe gecenin dürüstlüğünden
kapı ararken kendine üşüyen anahtarlar
azmimle kilitleri kasarak yürüyorum
sözlerim vardı asla sınırları geçilmez
ben kazandım nefretini azılı saatlerin
marifetli sayarken ayaklarımı toprak
bereketsiz mahsule küserek yürüyorum
artık d/vurulmam için bütün deliler elde
her şey yaşarken oldu bunu bilsin ölüler
yollar flavtanın ve ruhumun peşindeler ………
gri gölge 2010