8
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1061
Okunma

Sükutun yumağını, eğir gitsin kirmende ,
Değilse, nal sesiyle, un öğüt değirmende...
Ufak tefek taşlarla, geçti oynama demi ;
Sarılacaksan sırra, sök içimden Adem’i!
Ebedi karanlık yok; güneş gider, ay gelir ;
Ağı dağıtsa saki, ancak bize pay gelir.
Düşük yaptıysa zaman, bil ki olur söz de piç !
Sermayesi zehr olan, sadaka verir mi hiç ?
Yola kurulur hanlar, huzurla yatmak için ;
Kim dükkan açar söyle, söz alıp satmak için ?
Vere vere bitirdim; kalmadı çoğum, azım ;
Ağzımdan kulağıma, yetişmiyor avazım.
Dolaşır ayaklarım, sükutun yumağına,
Yangını göre göre, kar bekler Kaf Dağına.
Kötülük köstebeği, yol alırken zamanla ,
İfrit kanı donar mı, dolaşırken şeytanla ?
Şimdi kendimle bile, dövüşürken, kana kan ,
Salıp zehirli oku, yırtma perdemi ey Can !
Sırrıma el uzatıp, almasan n’olur ahı ;
Ben sır diye gönlümde saklıyorum Allah’ı...
Hayrettin YAZICI
Not: Beyit halinde yazdığım, son şiirim olacak.
5.0
100% (7)