0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1055
Okunma

tanesi ufalanmış kiraz çürüğü avuçlarımda
kırmızıya doydum inan
serin bir yaz gecesi, kimseler yok yanımda
nedense esiyor hava uzun bir aradan sonra
kuşları kaçıran bir sesizliğe pusmuş dudaklarım
içimde bir kamçıdır için
iğne boşluğu kadar heyacanlıyım,
az da olsa umutlu
sanki gece boşaltacakmış gibi küfrünü üstüme
sanki birileri ağlayacakmış gibi
kaç vakit sonra yerimden kalkacak
avaz avaz bağıracakmış gibi....
teklemiş ayağı sehpanın
üstünde boş şişeler
sadece suyu kalmış dibinde kiraz tabağının
bir de sigara külleri karışmış suyun ağırlığına
örtüsü yere sızmış en mahrem sırlarımın
her şey ortada,
her şey ayyuka
utanıyorum bu kadar çaresiz olmaktan
kalkarken ayağı yavaş yavaş
karanlığa sakladım umudumu
ve heyacanlar artık silik
birazdan ağlayacakmışım gibi
zangırdadı şimdiden gözümde iki damla yaş....
İBRAHİM YALÇIN 14.07.2010