(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kanayan yanımız biz unutmadık ne olur dostlar siz de unutmayınız
evet bilirim bu konudaki duyarlılığını acı ortak olunca, anlamamk mümkün değil son yıllarda insanlar biraz kendi derdine düştü, sanırım bu yüzden alevi katliamları durdu bakalım ne zaman çatlayacaklar ve akırıp salyalarını canları parçalayacaklar inşallah olmaz
birlik ve beraberliğin (huzurun ) hiç bitmemesi dileğimle saygılar, selamlar var ol, İsa
Duyarlı yüreğini ve samimiyetini kutlarım dost. Bugün *okunuda yazılmış bir kaç şiire daha astım bu yazıyı ama buraya da asmak isterim izninle. Daha çok kişi okumalı çünkü... Daha çok kişi bilmeli...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Rabbim böyle bir acıyı bir daha yaşatmasın ülkemize.
Sivas olaylarında hayatını yitiren herkesi saygıyla anıyor ve Allahtan rahmet diliyorum.Yakınlarının ve hepimizin tekrar başı sağ olsun.
Ayrıca ve özellikle bir başka konuya daha değinmek istiyorum burada.Sivas'ta yaşanan bu utanç verici ve elim olaydan tam üç gün sonra, 5 Temmuz 1993'de, Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü'nde 33 sivil öldürülüp, köy ateşe verildi. Olayın faili olduğu mahkemece karara bağlanmış olan PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, olaydan habersiz olduğunu ve sorumlusunun örgütün Tunceli bölge sorumlusu Dr. Baran olduğunu ifade etti.
Köyü yüze yakın PKK mensubu basmış, 1.5 saat örgüt propagandası yapmış ve sivas olaylarının intikamı için geldiklerini söyleyerek, tüm erkekler kurşuna dizilmişlerdir. Daha sonra köy ateşe verilmiş ve 214 ev, köy okulu, köy camii ve halkevi yakılmıştır. Erkekler köydeki kavaklık alana götürülmüş ve orada öldürülmüştür. Ölenlerin yirmi dokuzu ateşli silahla vurulmak suretiyle, dördü de yanarak hayatını kaybetmiştir.Yanarak hayatını kaybedenler; evlerinde saklanan ve baskın sırasında bulunamayan kadın ve çocuklardır.
Olaylarla ilgili olarak 20 kişi gözaltına alınmış, haklarında idam ve çeşitli sürelerde hapis cezası istemiyle dava açılmıştır. Sanıkların onsekizi bu davalardan beraat etmiş, ikisi mahkum olmuştur.
Zaten konuyla ilgili olarak olaydan sonra yayınlanan bildiride: Bu olayın Sivas Katliamına misilleme olarak yapıldığının altı çizilmiştir.
Fakat kimi güvenlik nedenlerden dolayı, bu konunun üzeri hızlı bir şekilde örtülerek, halkımıza unutturulmaya çalışılmıştır. Ülkemizi bölmek ve parçalamak isteyen güçlerin buldukları her fırsatı kullandıkları tarihsel bir gerçektir.Sivas olaylarında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın hazin hikayelerini ısıtıp ısıtıp her yıl yeniden önümüze getirenlere ve düşmanlarımızın ekmeklerine yağ sürenlere sormak istiyorum; Başbağlarda yitirdiğimiz canlar da bizim canlarımız değiller miydi? Bu günahsız 33 kişinin suçları neydi de her yıl Sivas’ta toplanarak andığımız Madımak Olayının kurbanları oldular...
Ve bütün bunlara rağmen; yakınları dışında ne yazılı ne de görsel basında anılmadılar. Hatta kendini bu ülkenin aydın insanları olarak niteleyen kimi yazar-çizer tayfasının umrunda bile olmadılar.
Sözüm meclisten dışarı; Birileri kendini bilmez bir halde ahkam kesip durdular gazete, televizyon ve internet sayfalarının köşe başlarında… Kimse de çıkıp ‘’Sivas Olayları nasıl kanayan yaramızsa Başbağlar Katliamı da bizim acımızdır’’ demedi…Diyemedi !!!
Ali ÖZKAN olarak ben, Çıkıp buradan herkese sesleniyorum… Sivas’ın acısı da bizim utancı da… Başbağların sancısı da bizim ayıbı da…
Bu ülkenin kardeşliğinin ve bölünmez bütünlüğünün dinamitlenmesinin karşısında olduğunu söyleyen herkes, din, dil, ırk ve meshep ayrımı gözetmeksizin olayları sahiplenmelidirler... Bu durum herşeyden evvel insan oluşumuzun bir gerekliliğidir...
Burdan duyarlı olduğunu söyleyerek, çeşitli eylem, anma, protesto ve mitinglere katılan katılan bu ülkenin güzel yürekli insanlarına, bir kez daha, kardeşce yaşamanın ne denli önemli olduğunu hatırlatmak isterim. Lütfen kimsenin oyuna gelmeyin! Kendinize saflar belirlemeyin.İlle de bir tarafta olmanız gerekiyorsa; vicdanın ve insanlığın tarafında saf tutun…
BBP’nin rahmetli Kurucusu Muhsin YAZICIOĞLU’nun vefatının ardından Sanatçı Arif SAĞ’ın yaptığı açıklamala çok önemli ve hepimize bir ders niteliğindeydi…
Sanatçı Arif Sağ, Madımak Oteli yangını sırasında kendisinin de içinde bulunduğu 40'tan fazla kişinin kurtulmasında, dönemin BBP il başkanının önemli katkısının olduğunu söyledi.
Sağ, Madımak olaylarıyla ilgili BBP'nin bir ilgisinin bulunmadığını belirterek, "Aksini söylersek iftira etmiş oluruz." dedi.
BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu'nun "Arif Sağ konuşsun" çağrısının ardından görüşünü aldığımız Arif Sağ, Madımak Oteli yangınını, yazılan bir senaryonun hayata geçirilmesi olarak gördüğünü söyledi. "Madımak bence senaryosu yazılmış oynanmış bir oyundur. Ama senaroyoyu kim yazdı bilmiyorum" diyen Arif Sağ, ihmalkar olarak gördüğü dönemin cumhurbaşkanı, başbakanı ve içişleri bakanının suçlu olduğunu, bu isimlerin faturayı ödemesi gerektiğini kaydetti. Otelin 8 saat boyunca taşlandığını, ilgili yerlere haber verildiğini ancak herhangi bir müdahalede bulunulmadığını anlatan Arif Sağ, "Bir anlık bir şey değil bu. Ben yetkililerle konuştum. Aziz Nesin konuştu. Kimse müdahale etmedi. Otel askerin, polisin gözü önünde yakıldı ama kimse müdahale etmedi. Devlet seyirci oldu." şeklinde konuştu.
O gün yaşadıkları ve nasıl kurtulduklarıyla ilgili daha önce çok defa açıklama yaptığını anlatan Arif Sağ, şunları söyledi: "Otel yanmaya başladığı zaman arkadaki camı kırdılar, biz de camdan bir boşluğa atladık. O boşluğun ne olduğunu da bilmiyorduk. Atladığımız yerdeki tenekeler yıkıldı, biz balkona düştük. Balkon da Büyük Birlik Partisi'nin binasının balkonuymuş. Otel ile bina arasında bir balkon. Sonra orada patırtılar kütürtüler duyuldu. Karşı koydular önce oradaki insanlar. 'Biz sizi çağırmadık' gibi şeyler söylediler. Sonra BBP'nin il başkanı ya da başkan yardımcısıydı kim olduğunu bilmiyorum. Bir arkadaş beni görünce itiraz edenleri durdurdu bizi içeri aldılar. 41-42 kişiydik. İçeri girdik oturduk. Sonra bizi içeri aldırtan arkadaş, 'Arif abi, Allah'ın hikmetine bak. Yıllar önce Kızıdağ'da bir kış günü arabam bozulmuştu. Sen durdun beni arabana aldın. Sivas'a getirdin beni ölümden kurtardın. Bugün de Allah kısmet etti ben sizi ölümden kurtardım' şeklinde konuştu. Orada bir saat kaldık, bizi emniyet müdürlüğüne götürdüler. Orada yaşadığımız budur. Biz hiç bir zaman 'BBP'liler geldiler bizi yaktılar' gibi bir laf etmedik. Öyle bir şey yok."
BBP’li değilim.Ama bu insanı davranışlarından dolayı kendilerini yürekten alkışlıyorum.Ve bu örneğin yaşam döngümüz içerisinde hepimize örnek olmasını diliyorum.
İnsan katline sebep olanların dini imanı olmaz. Hiç bir kutsalda ve kutsal kitapta onay yok buna. Bunlar kandan beslenen mihraklar, gözleri yalnızca dünya hırsı ile dönmüştür. Lânetli olduklarına inanıyorum, her eylemleri dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun kan kokuyor. Mağdur ve mazlum olanın hesabı kalmayacak asla. Selamlarla...
MERHABA EFENDİM NE KADAR UTANÇ VERİCİ BİR DURUM YÜREĞİMİZ KAN AĞLAR VE GÖZYAŞALARI KENDİNİ BİLMEYEN İNSANLAR YÜZÜNDENDE DİNMEZ DİNMEYECEK İNSANLIĞIN YÜZ KARASI OLARAKTA KALACAK EBDİYYEN YAZIK OLDU CANLARA BİRKAÇ KARA DÜŞÜNCELER KAÇ CANA MAL OLDU KINA YAKSINLAR DEDİĞİNİZ GİBİ O SAKKALERINA UTANÇALRINI YAPTIKLARICİNAYETLERİ TAŞINSINLAR ÖMÜR BOYU YÜREKLERİNDE GECELERİ BAŞLARINI NASIL YASTIĞA KOYUP UYURLAR HALA AKLIM ALMAZ BİLİRMİSİN ARKADAŞBUBENCE VAHŞET HUNHARCA İŞLENEN CİNAYET YÜREĞİNDEN DÖKÜLEN BU SÖZLER İÇİN KUTLARIM ARKADAŞIM SAĞLIKL KA SEVGİLERİMİ BIRAKTIM SAYFANA HOŞÇAKAL
Onlar ateşe semah dönen şehitlerimiz, unutmadık unutmayacağız kanlı Sıvas kına yaksın aydınlarımızı ve otuz yedi gülümüzü çorak topraklarında yakıp kurutular kutlarım kaleminiz hiç susamsın hocam...
hani derler ya ates dustugu yeri yakar yok be can yok be usta oyle atesler varki butun yurekleri yakiyor bazan duyarli yureginizi kutluyorum dil din irk ve mezhep ayrimi yapmadan tum insanlarin basi sagolsun insallah boylesi elim olaylar birdaha yasanmasin selam ve dualarimla saglicakla kaliniz
evet arkadaşım degerli şiir dostu onlar yanmadı birer yıldız olarak gök yüzüne süzüldüler, ki karanlıklar aydınlanacak çünkü bu katliamı yapanlar bir vampir gibi ışıktan korkuyorlardı aydınlıktan ondan ışıgı karartmaya çalıştılar ama onlar çoğalarak aramızdalar unutmasınlar unutmuyacagız gök yüzüne süzülen nesimileri hasretleri unutmayacagız. ELİNİZE VE DUYARLI YÜREGİNİZE BİNLERCE SAĞLIK DİLİYORUM ANLATIMINIZ ÇOK DUYGUSALDI SAYĞILAR SELAMLAR .
Selam şair dost bu acıyı içimiz kanaya kanaya yaşıyoruz, insanlık dışı , vahşi ve hunhar... unutmayalım , unutturmayalım..kaleminize , yüreğinize sağlık...saygılarımla..
Resim aynı resim, yürek aynı yürek, bugün yüreklerimiz beraber atmış şair, bugün Allah aşkına yazmışız beraberce, din kisvesi altında dinle imanla ilişkisi olmayan yobazların yaptığı katliamı naletliyorum bende, unutmayacağız, unutturamayacaklar yüce rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın, yüreğine sağlık, selam ile...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.