5
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2453
Okunma

gökten üç elma düşecek
biri yazara
biri okuyucuya
biri sana
…
tahtadan düşler kurardı
düşürdüklerinde kırılmasın
yok olmasın
ah zavallı
yakmayı bildiklerini akıl etmedi…
-burada sızlanmak çocukluk-
heveslerini sıkıştırmıştı
iki dudağının arasına
ta ki
bilmem kaçıncı bin dokuz yüzlerin aralığında
beyaz atlısını gördüğünü zannedinceye değin…
-burada kaçmak en olağanı-
gerçekle hasb-i hâl eder yâr olmazdı
aldatırsa yalanı
recmedilirdi yarınları
kan içerken ekşirse suratı
derdi;
‘’şerbetimin şekeri az…’’
-burada polyannacılık moda-
sonralarında;
kocaman bakıyordu gözleri dünyaya
inanmıyor yuvarlaklığına
ne de dönüyor olmasına
dümdüz bir ova
önüne gelenin dert ekip tasa biçtiği
ki
tükürükle ıslanır bu ova…
-burada gözyaşları değersiz-
sonunda;
öğrendi karalığı sabır ile parlatıp
bembeyaz dualarla cilalamayı
böylelikle doldurdu
yalnızlığın kolunu altınlarla
- burada tek çare bu-
ve
gökten üç elma düşer
biri yazara
sevgili ben yazar olsaydım kendimi sana yazmazdım
biri okuyucuya
sevgili ben okuyan olsaydım kendimi sana okumazdım
biri sana
sevgili sen beni okusaydın yırtıp atardın
/yanaklarım şimdi al al/
Ebru...
Canım’ a ( Kalimera) sonsuz sevgimle, teşekkürler...