20
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
3151
Okunma
en masum tüyü düştü güvercinin geceye
kılıksız zebaniler kuşatırken aklımın ücra köşelerini
elleri kan revan elçiler indi zembilden
salındı tutulan bütün öfkeler
gözleri atlas mavisi çocukların önünde
kurşuna dizildi her şey
ve tütünsüz kalmak kadar acıydı vakit
Kâbil Hâbil’i tanımazken henüz
el , lanetin kulaklarını delmek üzreydi
bilevlenmiş inatlar bir bir düşüyorken pişmanlığın koynuna
karanlığın en kendini bilmez noktasında ördük acının saçlarını
ateş suyu okşamaya hazırlanıyordu ki
göründü yine kırmızı’msı giysisiyle yalnızlık
yalnızlık
ah yalnızlık
gözleri arsız bir cocuğun şımarık hali
dudakları ayaz yemiş gelincikler kadar soğuk
elleri kana bulanmış birer kamçı
oynaştıkça çizgiler küçük dilini yutmuş naif hatlarla
her defa tepesinden kılıçlardı çılgın arzularımı
yalnızlık
ah yalnızlık
en masum tüyü düşerken güvercinin geceye
ayakları gelmek için gitmeni beklemekte……………
filiz 2010 kocaeli