11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1232
Okunma
ay düşerdi geceden sen gülerken
biliyorum / eskilerde kaldı diyeceksin
öyle çok ki içindeki mezar taşları
yüzünden düştü / taş kesti tebessümlerin
derbeder günlerin ağırlığında yüreğin bu yüzden
rengârenk parlak düşlerini anlatırdın hani bana anımsa
bu vakitler hazan bahçelerinden geçiyorsun durma
gövdeye tutunamayan kırık bir dal ruhun
düştü düşecek gövdenden
çocuk gülüşünün koparılışını
anneden kesilen çocuk koşmalarını
kaldır at artık bu hatırlamaları
varsın nisan yağmuru kadar az olsun içeceğin su
ve şubat kadar kısa olsun ömürde doyacağın gün
dolu dolu iç yaşamı / dolu dolu iç /te yeniden hatırla tadını
ölüm gelecek nasılsa çat kapı
kanma /yönünü şaşırtan gece görüşündeki gözlerine
varacağını sanarak
durmadan kuzeye kuzeye yürüyorsun
karanlığı parlatan güneşe doğru/ sun
yüzünü kaldırdığında sen olacaksın
karanlığın içinde kayboluyor cılız sesin
eylül hâlini görüyorsun mevsimin
sahip ol ruhuna, eksiltsin bu kederi
yeni bahçelerde gezin / terk-i diyar eylesin sükûtun
çözülemeyen ne varsa düğümünden bırak öyle kalsın
her bir telini sev saçlarının
dün devrilip kaldı eski bahçelerde gör(me)
sen hayâl denizinde yüz (me)
içinde sessizce bekleyen yaz
yakana yapışan kışın korkusundan
efkârını savurdukça soluğuna
daha daha / bir kat daha fazla yanacak için
bu gidişin gidiş değil / ham yazdan ümitsizim
düşmedikçe yakandan kış
dokunamayacak bir türlü tenine
kendine hayrı olmayanın
kimseye hayrı olmazmış ya
kıpırda(n) biraz, menzile varamadan daha yaz
kar yangınlarında kalacak yine
oysa ne ânı, ne günü ne de yarını belli değil onun da
kim bulmuş ki sonsuzluğu fâni dünyada
geçmişi konuşturup durma içinde
nasıl uyanıyorsa toprak bıkıp usanmadan her mevsime
pişmanlıklarla açılmasın gözün yeni güne
artık mavi yeşil deniz kokusu getir sabahlarına
yaşamak dediğin
ölümün galibiyeti / senin mağlubiyetin
unutulmak değil mi sonunda bir gün
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.