15
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1388
Okunma
zaman treni geçer gider, farkındasız
eskiyen günlerin, saklısında kalır anılar
dudaklarda durur / kalır uçuk gülümsemelerin
tenhada ıssız, çıkmazındasındır artık sokağın
sesini dinlendiren zaman/ yüzün yoktur gölgesinde
solmakta yeşilin git gide
gözleri gülümsemeyen bahar /sarnıcında birikmeyen su
içini ezen, bir eksilmişlik duygusu
gecikmemeli düş
ama
yangın söner mi taşıma suyuyla?
söz /de kalmaya mahkûm ; belki de hiç yok!
üzerinde sarı elbisenle, mavi değildir döneceğin kıble
ziyandan kârâ, hınçla geçmişken henüz
sözü birikmiş yüreğin, şimdi kaygan zeminlerde
düşüyor(sun) gitmeler(e)
bütün günlerde a(e)cele bir telâş,
kararsız ay ışığı ile güneş
mecâlsiz körüğünden, aynı koku gelir uyanan her günden
yere inen bakışlarında , eski gecelerin, açılmayan kilidi
ninniler ister uykusuzluğuna hâlâ
kadın yüzünün altında, büyümemiş/çocuk kalmışken
ah! nasıl da değişmiş sabah kahvesinin tadı
aynı kokmuyor artık balkondaki fesleğen
göç dalgalarının şiddetiyle ; sığ deniz(de), baş aşağı vurmuş sevinç
bir görünüp bir kaçan haylâz bir çocuk hayat
dalda ki tek bir yaprağı / tavukkarası yordamı /yla
sürüyor sayıklamalarla soluk
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
5.0
100% (6)