30
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2566
Okunma

Bir siyahî bakış gibi
Sonuna kadar dolu
Ve
Aç bir geceye
Sığınmaktı hayat ...
Hep hazırlıksız yakalanıyorum kışa
Selamet kaç nefeslik
Ya Kafdağı’nın ardında
Ya da Anka kuşunun muradını beklemekte ...
Ölümle gözümü korkutma benim
Sırtımda kasımdan ağırsın,
Yanaklarım tebessüme küs
Bana kör
Bana sağırsın
Ayağını toprak ısırsın bahar
Nerdesin?
Bilirsin bu ateş Hak’tan yanar
Kabulümdür kaderde ne varsa
Asli memleketlerde şenlik var diyor
Susuyorum ...
Elimdeki kir değil nasır
O nasır ki beni iç çekerek anlatır
İçimdeki karamsar çocuğa
Yaş gözü acıtır kirletmez
Sermayem tahta kumbara
Dönüş O’nadır ...
Belli ki gelmeyecek
Eylül uzun uzadıya oturacak sineme
Yine fâni mekânlarda
Baki limanlar arayacağım ...
Kaygılarımı sana bırakıyorum
Ey hüsnüniyet
Ahirete ektim seni
Kırılmak yok
Alınmak yok
Yeniden toprak
Aslına rücu ediyor
5.0
100% (18)