Hayat aşıyor beni uzanmaya çalıştıkça
1-0 mağlup yine
zafer görmemiş çalıntı yüzüm.


Dilimi mühürledim sana
Senle başlayan kelimeler yasaklar listesinde çoktandır
Albümler tavan arasında tozlanmaya yeminli
Cüzdanımda durmasına gerek yok artık
kalbime nakşettiğim resminin



Keşke bir kere dinleseydin çarpmadan kapıyı yüzüme
Cebimde soramadığım bir çok sualler vardı
Ve bir de son cümleler…
Dinle cevap vermek zorunda değilsin sadece dinle!
Bu sana son seslenişim…
--Sen hiç iki ayak üstünde gördün mü aşkı?
--Ya da aşkı tutabilen dizginlerinden…
--Su içerken susadın mı hiç aşka?
--Kaç kişi öldü aşkı uğruna,
--Ya da aşk kaç kişiyi gömdü toprağa diri diri?
--Korkuyor musun sende benim gibi doyumsuz aşktan?




Bak şimdi bir şarkı çalıyor eskimiş radyomda
‘’Ben her bahar yeniden aşık olurum ‘’diyor …
Oysa ben her bahar yeni den sende duruyorum
Sende yeşeriyor yapraklarım.
Ne olursa olsun her rüzgarda sana sürükleniyor dallarım.
sen ve anıları buluyorum kapıma dayanmış ,
nağmeler dikenli teller gibi
her aşk şarkısında
buz kesiyorum…




alelade bir toka tutturuyorum yüreğime
ben tükenirken sen çoğalıyorsun içimde
ben erirken senin kokun raks ediyor ciğerlerimde
zorluyorum yitirmemek için kimliğimi…
geçit vermiyor sağ elimdeki hüzün
sol göğsümde sevişken gecelerden izler
aynaya bakıyorum
bu beden sen
sende bu beden
irkiliyorum…




hala giderken ki gibiyim
kapıya bakıyor yüzüm
duvarlara sıvanıyor çatırdayan kabuklarım
sende asılı kalmış son tebessümü çarpıyorum şehrin orta yerine
elimde sıkılmış yumruk, usa vurmuş balçıklarım
lanetler yağdırıyorum…



bir cevap hakkım olmalıydı diyorum
bunca yaşanmışlığa
son arzumu sormalıydın gitmeden önce
zira biliyordun kalabalık lafları sevmediğimi
kısa ve öz söyleyeceğimi seni sevdiğimi…



kalır mıydın bilmem ki en kalın dallarım bile kırılıp
işlerken seni gözlerim…
son çağrı atıyorum yasaklı cümlelerimden
adını zikrediyorum yeniden
kurtuluşun yok salkım söğütüm…
sessizliğinde boğul şimdi
hala kapıya dönükken yüzüm…



FERAY İLERİ