12
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
3036
Okunma

iki sokak ötemizdeki çığlığa uyanmadık geceleri
kimi zaman yanından geçtik
kimi zaman içinden...
ama duymadık işte...
oysa televizyon kumandamızdan ya da cep telefonumuzdan daha yakındı
içimizdeki vicdan...
Yalanlara peşkeş çekiyordu hayat güpegündüz
Cepleri şişkin amcalar satın alıyordu doğrularımızı
/
Doğruydum
Hani şu dümdüz dediklerinizden değil!
Hakikate yollardım dilimi gün boyu
ve
üç beş çaylarında tüketmezdim
nefesimi vara yoğa…
yokluğa direnirdim
insanlığa dilenirken..
aç çocukların nefesine ekerdim tohumlarımı
siz en güzel düşlerinizden uyanırken …
ve
insan toplardım cennetimden
kalplerini açardım cehennemdeki insanlara kıyas…
Azrail ‘e değmeden
tek bir hakikate ulaşırdı telaşla bu can
ve
bilirdim ki
insandaki en büyük erdemdir
vicdan….
Sonra
Şehre inerdim…
dev aynalarından yansımış
yüzlere sürterdim merhameti
ve
vicdanlara kayıt yapardım canlı canlı
nöbetçi dikerdim yalnızlığın kapısına
korkardın …
hep çaresiz kalınca koşardın Tanrılara çığlık çığlık
biliyorum
düşünmek için en güzel zamandır yalnızlık…
zira;
sadece yalnızken
su yüzüne çıkar hainlikler…
katledilen fikirlere saplanır ,
kanar bütün faili meçhuller…
öyle derin bir sızıdır ki;
sevgilinin yüzünde bıraktığın kesik baş
vicdan gibi
açlığın ortasında açan bir umuttur aş…
sonra
vicdan salınır ortaya
utangaçtır biraz sende olmaktan
yalpalayarak geçer günahların ortasından ilk defa…
doğruya uzanma vaktidir onun için
azaplarından kaçar yalın ayak geç de olsa…
/
unutma hayat tüketirken bizi!
can senin
canan senin
gün gelir devran döner
elinde vicdan benim !
FERAY İLERİ
SESİYLE ŞİİRİME CAN VEREN BAZILARININ KIYIDA KÖŞEDE KALMIŞ VİCDANLARINI YENİDEN DEMLEYEN KALİMERA’ YA SONSUZ TEŞEKKÜRLER...
5.0
100% (8)