3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1402
Okunma

hiç anlatılmamış masalların gerçekliğiydi
bizi kucağında gezdiren
ince planlanmış bir tesadüf uçurdu
çiğ olup düştüğümüz güneşli yapraklara
kır çiçeği kokulu bahar rüzgarıydı
az ilerdeki erguvanları kıskandırarak senden gelen
ismimizi boyardık
henüz hiç bir ressamın keşfetmediği renklerle şafaklara
iple çekerdik
tılsımlar serpiştirilmiş bir günün başlangıcını
daha öteki bitmeden
müzmin ayrılıklarımızı çıra yapıp,
ışığında sabahlardık, yetiyordu bize
aynı evrenin bir yerlerinde takılmak
binbir gece dedikleri anlamsız kalırdı,
senin pırıltının süslediği tek bir günden
alimlerden daha alim olmaktı,
senin orada olduğunu bilmek
şimdi bilmem
hangi kafdağının ardındasın,
daha çok kalacak mısın
bir tesadüf çıkana kadar gözümde tütecek misin
yine bir çiğ tanesi olsak düşsek aynı yaprağa
desem ki başım döndü, artık duramıyorum
elimi uzatsam sana,
tutacak mısın