2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1151
Okunma
daha güneş tırmanmadan ufku
aykırı bir zamanda yani
çocukluğumu torbalara doldurup
mevzilendiğim anda vurdun beni
sefer tasımda
yırtık yalanlar / boyalı pabuçlar / kan çürüğü
saplanan bıçaklarda ölü
saplanmayan bıçaklarda ben
sen nasıl yakışıklı buluyorsan öyle gör beni
ki saatim ağırdan satıyor kendini bugün
sen seversin diye sakallarım kına çiçeği
vur çürütmeden
vur öldürmeden
damarlarımın aksak ritminden anla gittiğimi...
ışık ver biraz
biraz ışık...
yüzüme yıldız sürmeden
şeytansız ateşlerden aldığın kini
giydir cesedime
anla gittiğimi...
anla gittiğimi
çatlamış kafatasımın sızdırdığı hüzünden...
yırtılan ağzımın tesliminden anla
yutkunamadığım tüm heveslerim senin
adem elmam senin
sakalımdan şiir kırıntıları topla
şehrin en ıssız / en unutkan köşesinde
serpiştir kuşlara...
söyleyemediğin her sözü sana emanet ettim
dilsiz çocuklarımızı öpmeden uyutma
bir ana gibi okşa saçlarını
arkadan....alna
şiiri yasak kıl / gerekirse öldür
ölümü kıskandıracak kadar suskun büyüsünler
gittiğimi anla
Cemil KURT