Git! Haber vermeden, Tek kelime dahi etmeden Hadi git! Git ama üç nokta gibi... Ucundan yırtılmış bir zarfın içine hapsetme beni... Hapsetme ki, Göğü görmeliyim, uyku bilmez geceleri.... Gözlerimin siyahına maviler sürmeliyim... Ben yıldızlara parlamadan, Ay söndürmeli beni... Ve karanlığın fısıldadığı şüpheler öldürmeden, Müphemlerde süründür beni....
______________Ve bana ucuz ölümleri ısmarlamadan GİT!....
Aklım takılmadan hemen peşine, Kapıları sert çarpıp yüzüme Öyle git! Adım dağılmalı yere, Ve her adımda seni hatırlamadan Unutmalıyım kendimi kapı eşiğinde.... Ama dur gitme! İlk önce yerle bir et evi Öyle git! Hiç birşey yerli yerinde durmamalı, Alışkanlığım tutacak olursa yersiz yere,
_____________Elimi attığım herşeyde seni bulmadan git!
Bileklerimi büküp Duvarları yerinden söküp, Öyle git! Duvarları sök ki; Beyaz bir Müsvette gibi durmasın gözlerimin önünde... ____________Gözlerim seni yazmadan ve çizmeden git!
Kapıları kilitle üstüme, Öyle git! Kilitle ki, feryadım kapı aralarından sızmadan, İçin sızlamadan, Beni ezip geçerek git! ’Gel’ demenin ağırlığında ezilmeden, Sözcükleri boğazımda düğümleyip Gözyaşlarımı çiğneyip _____________Beni sessizliklere gömüp öyle git!
’GEL’ demeleri yasaklayan sen, Ben yasağı ihlal etmeden, GİT İŞTE GİT!!
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yürekten kovulmalar hep kapıyı dıştan kapatanlar için enkaz olmuştur,,,ama o kapıyı kapattığında arada sadece kapı olduğunu düşününen ulema!lar bilmezler ne surlar yığılmıştır tahta kapının liflerine...ve bilmezler kapıyı kapattıranlar kapıdan kovulanlardan daha çok acı çeker...git mek zor gelir de bilmezler git demek daha zor... ve yazmak bu noktadan itibaren yaşamayı engelliyor alfabede durduğu gibi durmuyor harfler..yada lügatteki kadar sessiz ve hafif değil kelimeler ve karakalem resimler hayatın her tonunu ve her rengini fazlasıyla ihtiva ediyor ve ÇALAKALEM isimler hayatın her tozunu ve her sengini susuz yudumluyor....
parçalarını ilerleyerek toplasa da insan ve kılavuzsız ilerlesede gözyaşının tezgahından sevgi kaç aylıktır bilen çıkmayacak ve hayat toplasan çıkarsan yine bir ayrılığa eşit gelecek
Bir şiir de olmazsa olmaz gördüğüm şeylerden birisi sarfedilen cümlelerin mana yoğunluğu ve bunun beraberinde getirdiği etkileyicilik.Bu şiirde de şair 'git' derken birden fazla duyguyu dile getirmeyi başarmış ve ortaya böyle bir güzellik çıkmış.Okumaktan haz aldığım,boş dönmediğim bu güzel sayfanın sahibine teşekkür ediyorum.Nice güzel paylaşımlara.Sevgilerimle...
______________Ve bana ucuz ölümleri ısmarlamadan GİT!.... ’GEL’ demeleri yasaklayan sen, Ben yasağı ihlal etmeden, GİT İŞTE GİT!! .... Git... Evet ama nasıl? Gel demenin değişik bir halidir derler ''git'' için. Tebrikler şiire. Selamlar şaire.
Bileklerimi büküp Duvarları yerinden söküp, Öyle git! Duvarları sök ki; Beyaz bir Müsvette gibi durmasın gözlerimin önünde... ____________Gözlerim seni yazmadan ve çizmeden git!
..dört duvar arasında kalınacak yalnızlığın zorluğunu..ya da boş duvarlarda hayâl ile avunmanın sıkıntısını hissediş..çok güzeldi şiiriniz..ayrılık ve hüzün..gönlünüze sağlık olsun..saygı ve selâmlarımla..
“Git! Haber vermeden, Tek kelime dahi etmeden Hadi git!”
Kırgın şair “git” diyor, belli ki birşeylere gücenmiş. İlk anda anlaşılan sadece o.
“Git ama üç nokta gibi...”
Neden üç nokta gibi acaba, üç noktanın şaire göre anlamı ne olabilir? Belki de gidişini uzat hemen kestirip atma demek istedi.
“Ucundan yırtılmış bir zarfın içine hapsetme beni... Hapsetme ki, Göğü görmeliyim, uyku bilmez geceleri.... Gözlerimin siyahına maviler sürmeliyim... Ben yıldızlara parlamadan, Ay söndürmeli beni... Ve karanlığın fısıldadığı şüpheler öldürmeden, Müphemlerde süründür beni....”
Mektubun ucu yırtılmış, tamamen açık değil, ama kapalı da değil. Bir umut beklentisi sezinledim. Belki kurtluş umududur bu, belki aynı mutluluğa yeniden kavuşabilme umudu.
Göğü görmeyi istiyor ve mavisini gözlerine sürmeyi. Peki neden gök, deniz de olabilirdi, ulaşılmazlık olabilir, şeffaflık getirisinde temiz bir aşk umudu olabilir. Yıldızlar parlarken ben yıldızlara parlamadan demiş. Şairin parlaması bana göre öfkelenmesidir. Parlayan yıldızlara bile düşman olacak kadar hüzünlüdür zira. Bu arada belki de hayran olduğu aydan medet beklemekte, öfkemi dindirsin demekte.
Bütün kötü düşünceler, illaki şüpheler karanlığın dehlizlerinden yükselir. Demek ki şairin şüphelendiği bir şeyler var, burada kıskançlık hissediliyor. Ölmek istemiyor belirsizlikte sürünmeyi tercih ediyor. Bu da umudun olduğunu gösteriyor herşeye rağmen.
“Ve bana ucuz ölümleri ısmarlamadan GİT!....” Yine ölmek istemediğini tekrarlıyor.
“Aklım takılmadan hemen peşine, Kapıları sert çarpıp yüzüme Öyle git! Adım dağılmalı yere, Ve her adımda seni hatırlamadan Unutmalıyım kendimi kapı eşiğinde....” git derken aslında bir çığlık hissediliyor gitme dercesine. Gidersen parça parça olurum dercesine.
“Ama dur gitme! İlk önce yerle bir et evi Öyle git! Hiç birşey yerli yerinde durmamalı, Alışkanlığım tutacak olursa yersiz yere,
_____________Elimi attığım herşeyde seni bulmadan git!”
hatıralarında acı vereceğini biliyor ve hepsini darmadağın et diyor burada. Onu hatırlatacak hiç birşeye dayanamayacak kadar üzüntülü.
“Bileklerimi büküp Duvarları yerinden söküp, Öyle git! Duvarları sök ki; Beyaz bir Müsvette gibi durmasın gözlerimin önünde... ____________Gözlerim seni yazmadan ve çizmeden git!”
Şairin duyguları burada doruğa çıkmış, harika bir anlatım, zaten en çok burasını beğendim.
“Kapıları kilitle üstüme, Öyle git! Kilitle ki, feryadım kapı aralarından sızmadan, İçin sızlamadan, Beni ezip geçerek git! ’Gel’ demenin ağırlığında ezilmeden, Sözcükleri boğazımda düğümleyip Gözyaşlarımı çiğneyip _____________Beni sessizliklere gömüp öyle git!”
Mektup içinden çıkmış bu sefer kapıların arkasında kalmayı diliyor. Belki içindeki darlığı dışarda da yaşamak istemediğinden. Belki de kalın duvarların bir mektup zarfından daha çok çığlıklarını duyurmayacağından. Tek sesin kendisine ait olduğu sessizlikleri diliyor.
“’GEL’ demeleri yasaklayan sen, Ben yasağı ihlal etmeden, GİT İŞTE GİT!!”
Anlaşılıyor ki bağlar tamamen kopmuş, “gel” kelimesi bile yasaklanmış, karşı taraf kararlı. Şair git derken bile sakın gitme diye haykırıyor.
Hazin bir ayrılık öyküsüydü bu şiir. Terkedilmenin verdği ızdırap her kelimeden ruhumuza akmakta. Zaman zaman özgün söyleyişler katarak şiirini zenginleştirmiş. Duygular dorukta, anlatım sade ve anlaşılır, yer yer ahenk sağlanmış, serbest bir şiirde olabildiği kadar.
Bana göre güzel bir şiirdi, etkilendim, hüzünlendim, yaşar gibi oldum.
Arkadaşımız şiirime bak deyince geldim sayfasına, bir baktım serbest bir şiir. Ben hece şiirlerin değerlendirmesini yapmak istiyordum, herkes gibi tebrik eder giderim dedim. Ama okuduğumda içinden çıkamadım. Kendi anladığım kadarıyla birşeyler yazmaya çalıştım. Yazarken gerçekten yaşadığını mı, yoksa çoğunlukla yaptığım gibi kurgulayarak mı yazdığını bilemem, öyle bile olsa başarılı bir şiir olmuş. Tebrik eder başarılar dilerim.
Evet hece şiiri yazan biri olarak serbest olan bu şiirimi sizden yorumlamanızı rica ettim.. Fakat şiirin içindeki hissiyatların sunumu farklı da olsa şiiri hissettirebilmek ve hissedilmekde takdir edersiniz ki bir o kadar önemlidir. Ve bundandır derin derin duygular damlayan ve çok değerli bulduğum kaleminizden ricada bulunuşum... Şiirimi bütünüyle değerlendirmeniz ve yorumlamanızla beni şad ettiniz... Varolun...
Evet kurgulanmış bir şiir... Ama benim değil... Hayatın kurguladığı... Ve yaşanmış bir şiir ve hala yaşanan... Onun içindir ki sevgiliden üç nokta gibi gitmesi istenilmiştir.. Dediğiniz gibi gidişini uzat yada cümleler tamamiyle sonlanmasın ve okunan bir mektuptaki sonlanmaya hapis olmak istemeyerek bir açık uç , bir umut dilenilmiştir... Siz çok güzel ruhunu okumuşsunuz şiirin... Gerçekten vaktinizi ayırıp bu değerlendirmede bulunduğunuz için tekrar tekrar teşekkür ederim efendim...
Evet hece şiiri yazan biri olarak serbest olan bu şiirimi sizden yorumlamanızı rica ettim.. Fakat şiirin içindeki hissiyatların sunumu farklı da olsa şiiri hissettirebilmek ve hissedilmekde takdir edersiniz ki bir o kadar önemlidir. Ve bundandır derin derin duygular damlayan ve çok değerli bulduğum kaleminizden ricada bulunuşum... Şiirimi bütünüyle değerlendirmeniz ve yorumlamanızla beni şad ettiniz... Varolun...
Evet kurgulanmış bir şiir... Ama benim değil... Hayatın kurguladığı... Ve yaşanmış bir şiir ve hala yaşanan... Onun içindir ki sevgiliden üç nokta gibi gitmesi istenilmiştir.. Dediğiniz gibi gidişini uzat yada cümleler tamamiyle sonlanmasın ve okunan bir mektuptaki sonlanmaya hapis olmak istemeyerek bir açık uç , bir umut dilenilmiştir... Siz çok güzel ruhunu okumuşsunuz şiirin... Gerçekten vaktinizi ayırıp bu değerlendirmede bulunduğunuz için tekrar tekrar teşekkür ederim efendim...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.