31
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2035
Okunma


Sağanaklara tutulan zamanın ortasına düşüp,
Bulut ekeceğim yağmurun avuçlarına
Bütün iklimlerin yüzünde sürgün olup
Kış güneşi gibi doğacağım serin kırlara,
Yüreğim yeniden öğrenecek sevmeyi.
Şehir sustu penceremin önünde
Bir şarkının ıslığında canlandı sevişmeler
Doyasıya sevip, izinsiz uyudum kollarında
Gözlerinden öptüm hasretle
Davetsiz misafirin ürkek sokuluşları gibi
Doludizgin dokundu kelimelerim aşka
Vazgeçtim direnmekten,
Seni mutlu bir düşle birlikte
Göğsümün üstüne bıraktım.
Yasakladım içime ağlamayı
Kıskıvrak yakaladım gözyaşlarımı
Birden,
çiçekler açtı parmaklarımın arasında
Eskiyen baharlarım üzgün değildi.
Nasırlaşmış sevdamın dudaklarıyla öptüm tüm sokakları
Kaldırımlar koştu yalınayak,
Uyandı ateş böcekleri.
Sarıldım gölgene bir öpüş gibi
Gökyüzü düştü üstümüze ahenklice.
Güneşin dokunamadığı zamanlarda
Gözlerime saklanıp ısın
Bir kapı aç utangaç rüzgarıma
Şefkatli bakışlarla karşıla hüzünlerimi
Saçlarımı okşarken hatırlat
Yasaklı şarkıların bir gün geri döneceğini
Görmemezlikten gelme içimdeki ayak izlerini
Aşkın ömrü az, sevginin uzun
Beni aramaktan korkma
El pençe duruyor karşında sevdam.
Şimdi içeri al geceyi
Bir şarkı söyleyeceğim önce
Ardından şiir yazacağım
Adını bilmiyorum ama sımsıcak
Yoksa üşürdün dokundukça
Sana sunacak birşeyim yok sevgimden başka
Bir de tuvalime çizdiğim dudak kıvrımların
Dilim yetmiyor
Başucumdaki en güzel düşü anlatmaya
Yasla başını omuzuma
Dokun tenime
Orada yazılı sevda kelimelerim
Nefesini tutarak oku beni
Çünkü bu benim masalım.
Zeynep Nilgün Gökçeöz
5.0
100% (17)