3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1592
Okunma

YALNIZLIK YOLU
Bin bir bilinmezliğin arasında bir yerdir orası
yer ve gök birbirine karışır orada
ufuk çizgisine yürürüm ben
çaresiz, suskun, sessiz
kaderimin bulutlara yazılmış
sisler arasında açılan kapısından
var oluşumun hikayesine yürürüm
yok oluşta’dır belki de o derin sır
yoksa ufuk çizgisinde mi’dir ?
kim bilir
yolumda bin bir acı
yol arkadaşıdır yüreğimin
kederli yüzler de gözyaşı selleri var
akıp giderken kapıldığım
alır götürür beni o kanlı göz yaşları
sürükler yoksulluğun, sefaletin en büyüğüne
çaresiz tükenmişliklerin derin acılarında
hepsi, her yanımda yolum olmuşlar
kan içinde insanlar
ölü kuşlar
kurumuş ağaçlar
hazin bir sonbahardan bir rüzğarda savrulmakta
kupkuru yaprakların her birinde
çaresiz bir yaşamın hazin hikayesi yazmakta
mazi denen o hem yalanı, hem de gerçeği anlatan
uzanan eller var
kopmuş bedenlerinden kan içinde
yağmur, bilmem ki hangi iklimden
alıp getirirken kanlı göz yaşlarını
sorgular yüreğim bu hazin acıları
ne kadar insanız ne kadar değil?
beynimde yankılanmakta hep bu soru
bir eli tutamadım
bir gözün yaşını silemedim
ben şimdi buna yanarım
yorgun bir ruhum, bitik bir bedenim
ağlamaklı bir hüzün şarkısıdır artık yüzler
ben de ne yazık çok yazık ki
ağlayan bir yüzü güldüremedim
ne kadar insanım ne kadar değil?
Çaresizliklerdeyim ben de bu yolda
kan içerisindeyim
Uzatırım ellerimi uzanmış ellere
Yüreğimde dokunaklı bir derin sancıyla
yürürüm her an daha da bir kanarken yüreğim
Çok mu zor olmalıydı
birazcık da olsa insanca bakabilmek bütün bu acılara
Böyle çaresiz mi olmalıydı ?
bunca insan, yaşam, yaşanmışlıklar,
bunca anılar böyle mi olmalıydı ?
bu yolun sonu nereye çıkar bilmiyorum ama,
yürüdüğüm bu acı, kan ve göz yaşı yolunda
niceleri hüzne yenik
niceleri sefil
niceleri paramparça
her bir parçası bir kenarda
inlemekte acı içinde
yürümek istemiyorum ben bu yolu
üstü kalsın be hancı
üstü kalsın
parçalandım ben bu yolda
ağalarımız paşalarımız yürüsünler
bu yolun sonu her nereye çıkıyorsa
ufuk çizgisiymiş
ya da kader çizgisi her ne ise
bunca acı, hüzün, bunca gözyaşında ben kayboldum
her bir parçam’da bir başka yaşamın izi
her hücrem’de bir başka acı var artık
hepsi hepsi tozlu raflara kaldırılmış birkaç anı
yaşanmış bunca hüzün mevsimi
işte ben ,
bu yolda, yalnızca hüzünler’den arta kalmış
kurumuş bir sonbahar yaprağına yazdım hikayemi
bir varmış bir yokmuş
hep acı, hüzün, gözyaşı arasında yürünen bir yol varmış
kimi görerek
kimi duyarak
kimi yaşayarak anlarmış
bu yolun nereye çıktığını
kimi de, çok daha sonra anlarmış
sevginin, şefkatin, aşkın
hele ki insanlığın ne olduğunu
bin bir ümit ile belki
ufuk çizgisine ulaştığında insan
yalnızlığın ne olduğunu …
Mert YIGITCAN
Maltepe / istanbul
07 aralık 2009
toprak olduğunda , toprağı anlar insan ;
ve insan olduğunda da insanı …
*
Mert YIGITCAN