6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1163
Okunma
Buruşturup attım genç zamanlarımı
Zira bir ihtilal ertesiydi
Ve tankların gölgesinde
Hala iz sürüyordum hürriyete
Sanrılarımın darağacı yeni kurulmuştu
Saçlarımsa yağlı urganda sallanmayacak kadar
Gürdü o zamanlar
Şafak sökmeden uyandırırdı ezan
Tek ayağını patronun servetine kaptıran babam
Bir başına abdest alırdı,
Ahşap evimizin, konuşan
Güze boyanmış duvarlarıyla.
O zamandan belliydi…
Kış kalkmayacaktı,
Aldığım yaşların omuzlarından…
Sevmezdim türkü dinlemeyi
Kederli ağlamaklı gelirdi
Ve nazım geçmezdi Nazım’ın şiirlerine
Vazgeçtim bende, mısralarına uğramaktan.
Deniz diye öğrendiğim tek şey
Kara gözlü kara bahtlı genç bir adamdı o zamanlar
Hak’sa, öldükten sonra bulunacak kadar
Uzaktı…
Bir ihtilal sonrasıydı
Gazete sayfalarında kim vurduya gidenleri
Gördüğüm zaman…
Faili meçhul hükümler yiyen adamların
Tayınsız mahkûmiyetleri bitmeden
Başları görünürdü mezarlarından…