3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1065
Okunma
Hilafsız bilirim,
Göğsünün en nazlı yerine
Saplanıp kalanı.
Mavi gök, çekip gider üzerinden
Gözlerine miras koyar
Yazgıdan kalan koyu rengi
Sabahlara uyanama ihtimalini
Düşünerek terk ettim çok zaman
İhtiyarladıkça ihtiyatlı olan
Bedenimi.
Bulduğumdan beri alıştığım
Buzdan yalnızlığa…
Hilafsız…
Bilmez miyim hiç
Nasıl can verdiğini?
Kimsesizliğini önüne aş edip,
Mısra acısında yüzüne parlayan
Dipsiz gecelerin kara deliklerini.
Eli böğründe bir ipek oyası gibi
Bükmediğin boynunu bükmelerini
Görmez miyim…
Bilmez miyim bir kentin
Yedi tepesinde de
Koşar adım gelen yağmurlarına
Gönlünde yeşeren turnayla
Bekleştiğini…
İki yüzü keskin ziya
Mıhlanıp kalma tükenirken
Ya da… Mıhlanıp kal…ama…
Kır dönmekle tüketemediğin çemberini
Şimdi avucumun orta yerinde
Bir damlacık kızıl kan
Yadigarındır adıma
Göğsümde uyutup
Gönlümde gönlümce yaşayıp duran
Deli bir poyrazsın sen, bilmez miyim?
Estiğin yerlerde yeşersin diye
Sevgili bir şiirde
Sesini toprağın bağrına seren
Bilmez miyim…
Bilirim elbet ve duyarım.
Kapatsam bile gözlerimi
Günlere gecelere.
Sık uğrarım,
Bulacağımı bildiğim o yere…
Bilmez miyim…
Bilmez miyim...
Gitmenin ne kadar zor geldiğini…